Karin Boye : Kallocain


TANITIM:

"Kallocain", İsveç edebiyatının önemli isimlerinden Karin Boye’un yazdığı 1940 tarihli bir distopya. İdealist bilim adamı Leo Kall'ın gözünden anlatılan hikâye, totaliter bir dünya devletinin tasvirini sunuyor okuyucusuna. Kall, düşüncenin gizliliğini reddeden ve birey olarak insanın “devlet organizmasında mutlu, sağlıklı bir hücreye” dönüşmesini hedefleyen bir ilacı, Kallocain’i icat eder. Bir nevi doğruluk serumu olan bu ilaç, enjekte edildiği kişinin, bilincini yitirmeden kendine dahi itiraf edemediği gerçekleri söylemesini sağlar. Böylelikle “Düzen” olarak adlandırılan devlette insanlar düşünceleri ile yargılanabilir hale gelir. Ağır gözetim altında ve yasal belirsizlik içerisinde olan bir toplumun fertleri arasındaki ilişkilerin ön plana çıkarıldığı bu romanda; totaliter bir devlette benlik kavramı, hayatın anlamı ve sevginin gücü temalarına odaklanılıyor.



“Düşünce ve duygular, söz ve eylemlere sebep olur. Öyleyse bu düşünce ve duygular nasıl bir kişiye mahsus olabilir? Bütün silahdaşlar Düzen’e ait değiller mi? Eğer Düzen’e ait değillerse, bir kişinin düşünce ve duyguları kime ait? Bu zamana kadar düşünce ve duyguları kontrol etmek mümkün değildi fakat şimdi kontrol etmenin yolunu biliyoruz.”

10'dan fazla dile çevrilen ve 2016 yılında, 1941 Retro Hugo En İyi Roman Ödülü’ne aday gösterilen Kallocain, yirminci yüzyılın çekişmeli, yırtılmış Avrupa'sından çıkan en güzel eserlerden…



YORUMUM


Karin Boye, İsveç edebiyatının önde gelen şairlerinden,romancı ve kısa öykü yazarı. II.Dünya Savaşı sırasında intihar etmiş. 
Kitabı okurken bana George Orwell'in "1984" hikayesini hatırlattı. Ama sonra öğrendim ki bu kitap ondan 10 yıl önce yayınlanmış.
Kitap totaliter rejime dikkat çekmek için yazılmış. 
Leo Kall, "kallocain" ile insanların gerçek düşüncelerini açığa çıkarabiliyor. Bu serum ile insanların düşünceleri de yargılanabilecek. Böylece insanlar Düzen'in bir hücresi gibi olacaklar ve kendilerini bir birey olarak göremeyecekler.
Buradaki kurguda yine Plato'nun "Devlet"'inden izler görüyoruz. İnsanlar, "Devlet" te de yeteneklerine göre görev almaları bekleniyor. Orada da çocuklar devlete ait ve aile ile ilişkileri çok küçük yaşta kesiliyor.
Bu ne kadar da kitapta normal bir şeymiş gibi gösterilse de Lidya bir yerden sonra çocuğu kendisinin bir uzantısı olarak görmeye başlıyor. Leo da itirafları dinledikçe anlıyor ki aslında onda da bazı düşünceler açığa çıkıyor. Var olan Düzen o kadar iyiyse o zaman bu insanlar bu gibi düşüncelere nasıl sahip olabiliyorlar? Asıl kim sorumlu?
Hiç kimse kendisiyle başbaşa kalsa bile tam olarak dürüst olamıyor. İstemediğimiz düşünceler her zaman aklımıza gelecektir ama önemli olan onları dizginleyebilme irademiz olsun. İlginç bir kurguydu ama benim için okunması zor bir kitap oldu. O yüzden tavsiye edemiyorum.

"Kırk yaşının üzerindeki hiçbir silahdaşın vicdanı temiz olamazdı."
"Düzen'in, ihtiyaç duyulduğunda yasalara değil, emirlerine uyacak zihni boş kişilere ihtiyacı var."
"Birine sahip olmayı istemek ve bu insana yalnızca kişisel sebeplerden ötürü güven duymak ne kadar da çocuksu ve anlamsız bir arzuydu. Yine de insanların yaptığı tam da olarak buydu!"

                                  Sevgilerle,@kitapdiari


MY REVIEW

Karin Boye, a leading poet of Swedish literature, novelist and short story writer. She committed suicide during World War II.
While reading the book, it reminded me of George Orwell's "1984" story. But then I found out that this book was published 10 years before "1984". The book was written to draw attention to the totalitarian regime. 
Leo Kall with "kallocain" can reveal the true thoughts of people. With this serum, people's thoughts can be judged. So people will be like a cell of the Order and not see themselves as individuals. In the fiction here, we see traces in Plato's "State". People are expected to take part in the "State" according to their abilities.There, too, the children belong to the state and their relations with the family are cut off at a very young age.  As much as this is shown in the book as normal, Lydia begins to see the child as an extension of herself. As Leo listens to the confessions, he understands that he has some thoughts. If the existing Order is so good, how can these people have such thoughts? Who is responsible?
Nobody can be completely honest, even if he/she's alone. Thoughts that we do not want will always come to our mind, but the important thing is that we have the will to restrain them. It was an interesting fiction, but it was a difficult book for me to read. So I can't recommend it.

"The conscience of any gunman over the age of forty could not be clean."
"The Order does not need laws when it is needed, but it needs people with an empty mind  who will obey their orders."
"It was such a childish and meaningless desire to want to have someone and to trust this person for personal reasons only. That's exactly what people do!"

                                  Sincerely,@kitapdiari

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim