Kayıtlar

Prof. Dr. Ali Demirsoy : “ 2035 – Sonun Başlangıcı”

Resim
TANITIM: Dünya tarihinde birçok felaket yaşandı. Bu seferki felaket ne gökyüzünden ne de yerin içinden geliyor. Bizzat insanın neden olduğu çevre kirlenmesi ve özellikle küresel ısınmadan geliyor. 1950 yıllarında denizlere dökülen zehirli kimyasal maddelerin miktarı 1 milyon tondan 650 milyon tona ulaştı. Dünyadaki ısı düzenlemesini tuttuğu karbondioksitle sağlayan resiflerin %30’u bu kimyasal maddelerden öldü. Dünyadaki sıcaklığı güvenli sınırlar içinde tutacak karbon dioksit partiküllerinin atmosferdeki miktarı 380 olması gerekirken, bu oran şimdilerde 410’lara tırmanmış durumda. Atmosfer ısınıyor; kutuplardaki ve dağlardaki buzlar eriyor; 2 milyar adamın yaşadığı kıyılar tehdit altında. 2035 yılında Hindistan, Pakistan, Bangladeş’i besleyen nehirler, Ganj ve İndus Nehirlerinin kuruyacak. En az 1,5 milyar insanın zorunlu göç edecek. Bu kitap size çok zamanımızın kalmadığını, 2035 yılından sonra insanlık ve dünya tarihinde hiç görülmemiş yıkımların başlayacağını; 9 mily

Cormac McCarthy : “Yol”

Resim
TANITIM: Modern Amerikan edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan, sıklıkla Herman Melville ve William Faulkner gibi ustalarla kıyaslanan Cormac McCarthy kariyeri boyunca Güney gotiği, Western ve postapokaliptik türlerde verdiği birbirinden başarılı eserlerle Pulitzer, National Book, National Book Critics Circle ve MacArthur Fellowship gibi ödüllerin sahibi oldu. 2009 yılında sinemaya da uyarlanan Pulitzer ödüllü Yol, kıyamet sonrası edebiyatının en önemli örneklerinden. Bir baba ve oğlu yanıp kül olmuş Amerika topraklarında sonu asla gelmeyecekmiş gibi görünen bir yolculuğa çıkar. Niyetleri orada onları bir şeylerin bekleyip beklemediğini dahi bilmedikleri sahile ulaşmaktır. Rüzgârda uçuşan kurşuni küller her yeri ele geçirmiştir. Bu yıkım sonrası yolculukta kendilerini savunabilecekleri bir tabanca, yağmaladıkları yemekler ve birbirleri dışında hiçbir şeyleri yoktur. Hiçbir umudun kalmadığı bir gelecekte bir baba ile oğulun hayatta kalmak için verdiği mücadeleyi anlatan

Mario Vargas Llosa: Teke Şenliği / The Feast of the Goat

Resim
TANITIM: İçki ve seks kokan erkek egemen bir atmosfer; entrika, şiddet, işkence, hatta cinayet dolu dramatik sahneler: Bunlar, Dominik Cumhuriyeti'ni otuz yıldan fazla diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo'nun rejiminin belirleyici simgeleri. Yaşamı boyunca dehşet ve boşluk duygularının pençesinden kurtulmayan 49 yaşındaki Urania Cabral, doğduğu yer olan Dominik Cumhuriyeti'ne dönünce 1961'deki acı olayları yeniden yaşar. Başkentin hala Trujillo Kenti olarak anıldığı ve yaşlı diktatör Trujillo'nun üç milyon insan üzerinde dehşet saçtığı günler belleğinde taptazedir. 1961 yılında bir suikastta öldürülene kadar iktidarını şiddete, şantaja dayandırarak sürdüren Trujillo'nun öldüğü gün üzerinden yola çıkıp gelişen roman, diktatörün ve döneminin portresini üç ayrı bakış açısından anlatıyor: Ülkesine ancak 35 yıl sonra dönen 49 yaşındaki Urania Cabral'ın gözünden; Trujillo'nun iktidardaki 31 yılını kendi sesinden, diktatörü öldürmek üzere suikast hazırlaya

Joanne Greenberg : Sana Gül Bahçesi Vadetmedim / I Never Promised You a Rose Garden

Resim
TANITIM: 'Sana Gül Bahçesi Vadetmedim', deliliğin, resmi tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yitirip içine kapanmış, zengin düşlemi ve mizah duygusuyla yarattığı kendi düşsel dünyasına sağımıştır. İki dünyanın çatışmaya başlaması, Deborah'ın akıl hastanesine 'düşme'sine neden olur. Bundan sonra hastaneleri, doktorları vb. kurumlarıyla toplumun 'kurtarma operasyonu' başlar. Greenberg'in kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı bu kitap, 'akıl hastalarının gizleri' üzerine pek çok ipucu taşırken, toplumun yerleşik değer yargılarına çarpıcı bir eleştiri de getiriyor, böylece normal kavramını sorgulamaya götürüyor bizi. YORUMUM Greenberg’in kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı bu kitap için “gerçekliğin ilahisi olduğunu düşünmekten hoşlanıyorum” demiş. Yarı kurgu olan bu hikâyeyi, yazar kendi hayatından, hastalığından ve yaşadıklarından esinlenerek yazmış. Hatta Joanne Greenberg, bu durumu kendi çocuklarından sak

Buket Uzuner: Uyumsuz Defne Kaman'in Maceralar; Hava (3. Kitap)

Resim
TANITIM: Gazeteci Defne Kaman hakkında ‘Neden Nükleer Enerji Değil?” yazısı nedeniyle soruşturma açılmıştır. Duruşmanın yapıldığı Kayseri’de Defne Kaman’a Türkiye’nin önemli çevre hukukçuları, gazeteciler, çevre ve hayvan hakları aktivistleri, STK temsilcileri destek vermektedir. Kayseri’ye 13. yüzyılda hastaları müzikle tedavi eden bir şifahâne ve dünyanın ilk tıp okullarından birini yaptırtan Selçuklu kadın sultanı Gevher Nesibe’nin şehrin merkezindeki büstü gazeteci Defne Kaman şehre geldiği gün gizemli bir şekilde kaybolur. Duruşma sabahı yaşanan bir sürpriz gelişme sonrası bu kez Defne Kaman ortadan kaybolur. Gazeteci kadının Kapadokya’da bir sıcak hava balonunda görüldüğü haberi üzerine tüm dostları onu aramaya giderler. Buket Uzuner, iklim değişikliğinin neden olduğu tabiat felaketlerinin sürdürülebilir temiz enerji çözümleriyle engelleneceğini savunan, hayvan, çocuk, kadın ve çevre hakları destekçisi kadın gazeteci Defne Kaman karakteriyle edebiyata bir iz düşüyor. Yaza

Richard Bach : Martı Jonathan Livingston / Jonathan Livingston Seagull

Resim
TANITIM: Durgun denizin minik dalgacıkları üzerinde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı. Sahilden bir mil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte zor bir gün daha başlıyordu.

Margaret Atwood : Damızlık Kızın Öyküsü / The Handmaid's Tale

Resim
TANITIM: Hiç kimsenin yüreği mükemmel değildir. “Biz iki bacaklı rahimleriz, hepsi bu.” Kadın, “bunaltıcı düşlerden uyandığı” bir sabah, hiçliğe dönüşmüş olarak buldu kendini. Artık bir adı yoktu, düşüncesi, benliği, arzusu yoktu ama bir rahmi vardı. Yaşamını kolonilere sürülmeden, öldürülmeden, Damızlık Kız olarak sürdürmesini sağlayan rahmi. Artık âşık olmayacaktı, sevmeyecekti, onaylanmış bir dilin ötesine geçmeyecekti. Duvarlara asılmış sıra sıra cesetler, tek gerçeğin savaş ve üreme olduğunu hatırlatıyordu. Özgürlük hatırlanmayacak kadar uzaktaydı… YORUMUM Kitap, modern dünya için bir distopya olabilir ama bana göre dünyanın bazı bölgerinde bu hikaye bir kadının yaşantısından bir kesit olarak da görülebilir.  Amerika'da yeni bir ülke rejimi kuruluyor,Gilead Cumhuriyeti. Önceki rejimin politikalarının yanlışlarını yine kadınlara yüklüyorlar. Erkeklerin yönetimindeki yapılan yanlışların bedelini kadınlara yüklüyorlar. Ve ne yazık ki de bu acımasızlığın lider