Debbie Macomber : Kızılcık Burnu (4.Kitap) Bir Cedar Cove Romanı

-


TANITIM: Geçmiş, ondan kaçsak bile bugünümüzü yakalamanın bir yolunu mutlaka bulur...


Beni hatırlıyor olmalısınız; Cedar Cove kasabasından Peggy Beldon... Burada yaşamayı seviyorum ama otelimizde işlenen cinayet nedeniyle hiçbir şey eskisi gibi değil. Öldürülenin, Max Russell adında biri olduğu ortaya çıktı. Neden buraya geldiği ve onu kimin öldürdüğü hakkında hâlâ bir fikrimiz yok. Sadece, katilin bir an önce bulunmasını umuyoruz.



Russell cinayeti bir yana, sizinle paylaşmayı istediğim çok fazla dedikodu birikti. Dinlemek isterseniz, bir fincan çay ve yabanmersinli çörek eşliğinde size hepsini seve seve anlatırım. Ama önce derin bir nefes alın!



Macomber'ın hayat verdiği samimi ve bir o kadar yaşamın içinden karakterler sayesinde Cedar Cove'u tekrar ziyaret etmek için can atacaksınız."
-Booklist-



"Cevar Cove sakinlerinin inişli çıkışlı hayatlarını okumaya kaldığınız yerden devam ederken, onları ne kadar özlediğinizin farkına varacaksınız."
-BookPage-



"Cedar Cove kasabasında neler döndüğünü merak etmekte haklısınız. Macomber'dan beklediğinize değecek türde bir roman daha."
-Publishers Weekly-
                                       YORUMUM

Cedar Cove 'da esrarengiz ölüm çözülüyor. Bob ve Peggy'nin ağırladığı yabancı aslında Bob'un estetik olmuş asker arkadaşıdır. Bob, ona sıra gelecek diye çok korkuyor. Grace , Cliff'in kalbini kırmıştı. "Bekarlar ve köpekler " müzayedesinde arkadaşı onun için Cliff'le yemek satın aldı ama pek iyi gitmedi. Cliff'in kızı onu görmeye geldi ve cesaretini kırmamasını istedi. Ian ve Cecilia'nı bebeği olacak. 
Jack ve Olivia evlendiler ama bazı problemleri var. Hala çözmeye çalışıyorlar. 
Meryellen ve Jon evlendiler. Meryellen ,Jon'un ailesi ile bağlantı kurdu ve onlara torunun fotoğraflarını gönderdi bu da kocasıyla olan ilişkisinde probleme neden oldu. 
Cinayeti kim işlediği anlaşılıyor.
Seri devam edecek.  Merakla bekliyorum.

                                                                            Sevgilerle,Uçurtma

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

-
Varoluşun anlamı, yolculuğun ta kendisidir. Bu yolculuğu kolaylaştıran en iyi araçlardan biri okumak, diğeri de gezmektir. Okumak, farklı diyarlara giderek kendi içsel varlığımı daha iyi tanımamı sağlıyor. Bilgeliğe olan aşkım sayesinde  ufkum daha  da genişledi. Gezmek de güzel bakan insanlarla tanışma fırsatı sağlıyor. Ayrıca  felsefe, tiyatro, sergi, konserler, müze ve doğa gezileri de ilgi alanlarım içerisinde.  “Kabuğunu kırmak istiyorsan okumalısın.”
Devamı

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

-
Resim
TANITIM: Sonunda oldu.  Dünyanın bir yerinde, bir insan daha şu anda yeni bir bilince uyandı. Hemen şimdi bir ışık gördü ve bu ışığı izleyip kendi karanlığından çıktığında hiç bilmediği bir boyuta girecek. Sevinç denen, kendini sevmek denen bir boyuta. Yarın yeni bir sabaha uyanacak. Daha güçlü… Neşeli… Mutlu… Sonunda oldu. Bazı kitaplar vardır, yıllar içinde dönüp dolaşıp tekrar okundukları için aslında hiç bitmezler. Tam ihtiyacınız olduğu anda hayatınıza bir mucize gibi girer ve bir daha asla çıkmazlar. Bu kitap da hayatınıza, baharla gelen bir esinti gibi karışacak ve kendinize verdiğiniz en güzel hediye olarak başköşenizdeki yerini alacak. A'dan Z'ye Kuantum Felsefesini ve bu konunun kapsadığı her başlığı belli bir sıralamaya göre okuyacak ve kitabı bitirdiğinizde kafanızdaki tüm dağınık bilgileri netleştirerek puzzle'daki en büyük parçayı yerine yerleştirmiş olacaksınız. Bilimin açıkladığı gerçeklerden yola çıkarak bilginin felsefeye, felsefenin spiritü
Devamı

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim

-
Resim
  TANITIM: Caliban ve Cadı kapitalizme geçiş sürecinde bedenin bir tarihidir. Silvia Federici, geç ortaçağların köylü ayaklanmalarından cadı avlarına ve mekanik felsefenin doğuşuna kadar toplumsal yeniden üretimin rasyonelleştirilmesini araştırır. Asi bedene karşı savaşın ve beden ile zihin arasındaki çatışmanın, nasıl modern toplumsal örgütlenmenin iki merkezi ilkesinin, yani “emek gücü” ile “kendi bedeni ve yaşamı üzerinde mülkiyet hakkı”nın gelişiminin temel koşullarını oluşturduğunu gösterir. “Postmodernizmin neoliberal çağında proletarya, tarihin sayfalarından silinmiş durumda. Silvia Federici, proletaryanın hikâyesini ta en başından, doğum sancılarıyla birlikte anlatarak ona tarihsel önemini geri kazandırır. Bu kitap bir hatırlamanın, insanlığın belleğinde kıtlık, katliam ve kölelik kadar derin ve acı veren bir yara açan, kadınların bedenine kazınmış bir travmanın kitabıdır. Federici, proletaryanın doğuşunun kadınlara karşı bir savaşı gerektirdiğini ve bu savaşın yeni bir cinsel
Devamı