Kayıtlar

Kırmızı Kedi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Necib Mahfuz: Cebelavi Sokağı'nın Çocukları

Resim
  TANITIM: Mukattam Çölü'nün kıyısında, adının verildiği sokakta, yüksek duvarların çevrelediği muhteşem konağında yaşayan kudretli Cebelavi, topraklarının ve mülklerinin idaresini beş oğlundan biri olan Edhem'e bırakır. Ancak Edhem'in babasına ihaneti, konaktan kovulmasıyla sonuçlanır. Cebelavi'nin oğulları ve torunlarından Cebel, Rıfat ve Kasım, ondan aldıkları işaretler ve manevi güçle, sokağın yönetimini ele geçirir, çetelerin elindeki yoksul halklarına yardımcı olmaya, barış sağlayıp adil bir düzen kurmaya çabalarlar. Amaçları aynı olsa da yolları farklıdır. Cebelavi'nin çocukları ve torunlarının hikâyeleri, birbirine geçerek ilerler. Sokaktaki herkesin ve her şeyin sahibi olan, adı efsaneleşen Cebelavi'nin sırrını çözmeye çalışırken beklenmedik olaylara yol açan torunu Arif'in dönemi, bu tuhaf sokağın ve sakinlerinin hayatında farklı ama kalıcı bir sayfa açacaktır. Mısır'da yıllarca yasaklanan Cebelavi Sokağı'nın Çocukları, hem bütün bir soyun

Muriel Barbery: Kirpinin Zarafeti

Resim
  TANITIM: Paris'in merkezinde, gösterişli bir apartmanda, müzik, resim ve felsefe meraklısı, Rus edebiyatı ve Japon sineması tutkunu elli dört yaşında bir kapıcı kadın. Son derece zeki ve üstün yetenekli ama içe dönük ve yaş gününde intihar etmeyi planlayan on iki yaşında bir kız çocuğu. Utangaç bu iki özel insanı birleştir en bağ binaya yeni taşınan kibar Japon beyefendisi olacaktır. Sessiz insanların zengin iç dünyalarında gelişen, göze çarpmayan güzellikleri yücelten, sınıflar ve nesiller ötesi bir dostluğu konu edinen Kirpinin Zarafeti, pek çok ülkede yayımlanmış, milyonlarca okura ulaşmış, zarif ve etkileyici bir roman. "Her şeyin, özellikle de hayata dair mutlak olguların ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu gösteren nefis bir kitap." -Le Soir- "Barbery hayatın küçük keyiflerini, her şeyin Marcel Proust'un o sonsuz nostaljisi ile dengede olduğu muhteşem anları yakalamayı başarıyor." -L'Express- "Bütün büyük yapıtlar gibi bu hikâye de kalbin

Jose Saramago : Körlük

Resim
TANITIM: Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi.   Körlük, ürkütücü bir roman, bek

Virginia Woolf : Kendine Ait Bir Oda

Resim
TANITIM: "Bütün bu yüzyıllar boyunca kadınlar, erkeği olduğundan iki kat büyük gösteren bir ayna görevi gördüler, büyülü bir aynaydı bu ve müthiş bir yansıtma gücü vardı. Böyle bir güç olmasaydı dünya hâlâ bataklık ve balta girmemiş ormanlardan ibaret olurdu. Savaşlarda zafer kazanıldığı duyulmazdı... Çar ve Kayzer ne taç giyerler, ne de tahttan inerlerdi. Uygar toplumlarda hangi işe yararlarsa yarasınlar, bütün şiddet ya da kahramanlık eylemlerinde aynalar gereklidir. İşte bu yüzden Napoléon da Mussolini de kadınların erkeklerden aşağı olduğunda bu kadar ısrarcıdırlar, eğer onlar aşağıda olmasalardı kendileri büyüyemezlerdi." Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf'un 1928 yılında kapılarını kadınlara yeni yeni açmakta olan Cambridge Üniversitesi'ndeki kız öğrencilere hitaben yaptığı bir konuşması üzerine şekillenmiştir. İngiltere'de kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmelerinden bir yıl sonra yayımlanan kitap o tarihten günümüze feminizm tartışmala

İsmail Kadare : İbret Taşı / The Traitor's Niche: A Novel

Resim
TANITIM: 2005 Man Booker "International" Ödüllü Baş kaldıran paşaların, başarısız sadrazamların kesilen başlarının yerleştirildiği İbret Taşı, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentinde ürkütücü bir simge olarak yer almıştı. On dokuzuncu yüzyılın başlarında Yanya Valisi olarak hizmet eden, ancak kendi nüfuzunu artırarak padişaha baş kaldıran Tepedelenli Ali Paşa, Arnavut halkına bir devlet vermeye niyetliyken, Saray paşanın kafasını İbret Taşı'nda görmek istiyordu. Halkların kimliklerinin silinmesi amacıyla kurulan idari rejim yaşamı ıssızlaştırdıkça zalimlik tiyatrosu tek gösteri halini alacaktı. Puslu Balkan topraklarında dolaşan dedikodular ve rüyalar, insanların kaderlerini belirlemekte, mülkiyetin paylaşımının özgürlükten çok daha önemli olduğunu fısıldamaktaydı. Arnavutluk'taki Osmanlı geçmişinin izlerini süren İsmail Kadare, İbret Taşı'nı yazdığı yetmişli yıllardaki komünist düzenle de alegorik bağlar kurarak, Kafka'yı aratmayan fantastik bir kâbus bü

Lev Tolostoy: İvan İlyiç'in Ölümü

Resim
TANITIM:   “Evet, hastalık başlangıcı. Böğrümü çarptım, o gün ve sonraki gün yine eskisi gibiydim; biraz sızlıyordu, sonra arttı, sonra doktorlar, sonra bunaltı, sıkıntı, sonra yine doktorlar; durmadan gitgide, gitgide yaklaşıyordum uçuruma.” İvan İlyiç’in Ölümü yargı sisteminin üst kademelerine doğru ilerlemiş, sosyetede kendine bir yer edinmek için çabalamış İvan İlyiç’in birdenbire ölümlü gerçekliğiyle, faniliğiyle karşı karşıya gelmesini anlatır. Bireyin ölümü Çarlık Rusya’sının da ölümüdür bir yandan. Fakat Tolstoy’un bu eserinde sadece ölümlerin hikâyesi yoktur; zarif, nükteli ve tedirgin edici bir toplum eleştirisi, dağılan, çöken bir şeylerin haberi ve yeniyi arayışların müjdesi de görülür.                                                                                 YORUMUM Hayat, ölüm, kayırmacılık,hırs,ikiyüzlülük ve iç hesaplaşma ile ilgili çok güzel bir roman. O zamanın Rusya'sındaki bir burjuvanın hayatındaki yükselişini görüyoruz. Ail

Pascal Mercier : Lizbon'a Gece Treni / Night Train to Lisbon

Resim
TANITIM:  Antik diller öğretmeni Raimund Gregorius lisede ders sırasında ansızın sınıftan çıkar, duyduğu Portekizce bir kelimenin büyüsüne kapılarak yaşadığı şehri, düzenli hayatını terk edip hakkında hiçbir şey bilmediği gizemli bir Portekizli'nin, doktor ve yazar Amadeu Prado'nun izini sürmek üzere Lizbon'a doğru trenle yola çıkar. Tesadüfen eline geçen ve Prado'nun, hayat, aşk, yalnızlık, arkadaşlık, ölümlülük ve ölümle ilgili notlarının bulunduğu kitabın etkisinden çıkamayan Gregorius, dilini bilmediği, ilk kez gittiği bu yabancı ülkede ve bu olağanüstü yolculuğu sırasında Prado'nun hayatının değişik evrelerinde yer almış insanlarla bir araya gelip onun farklı söylencelerle dokunmuş hikâyesinin derinlerine iner. Bir yandan da kendi içsel yolculuğunu sürdüren Gregorius, Diktatör Salazar'a karşı savaşmış Amadeu Prado'nun kişiliğinde kendine ve insana ilişkin pek çok sorunun yanıtını ararken, bir başkası olmanın dayanılmaz çekiciliğine de karşı koyamayaca

Herman Melville : Katip Bartleby / Bartleby, the Scrivener A Story of Wall-Street

Resim
TANITIM:  "Kalabalığını gördüğü, bildiği bir mekanın yalnızlığının tek seyircisiydi o..." Dünya edebiyatının kült eserlerinden biri kabul edilen Katip Bartleby, bir avukatın Wall Street'teki hukuk bürosuna bir katibi işe almasıyla başlar. Bir süre sonra çalışmayı ve hatta yaşamayı reddederek hakim düzeni ve en sarsılmaz inançları ters yüz eden Bartleby, dünyaya karşı takındığı alışılmadık tavrıyla avukatın elini kolunu bağlar.  Bartleby, bireyin sessiz bırakıldığı ve itaate koşulduğu modern dünyada "yapmamayı tercih ederek" yaşayan sıradan bir katibin varoluş nüshasıdır. Sorgusuz sualsiz kabullerin karşısına dikilmiş sessiz bir isyan bayrağıdır. Özgürlüğü yeniden tanımlayan, tuğla duvara bakan bir masanın ardında tarihin başka türlü yazıldığı bir başkaldırı hikayesidir.                                                                              YORUMUM  Anlatıcı New York'ta bir mühürdarlık bürosu işletiyor. Y

Yılmaz Özdil: Kadın

Resim
TANITIM: Eşit eğitim hakkı 1924 Eşit birey hakkı 1926 Eşit seçme seçilme hakkı 1934 Kadın erkek eşitliği fıtrata ters kürtaj olma sezaryen yaptırma en az üç doğur hamileysen sokağa çıkma kahkaha atma bankta kızlı erkekli oturma talibin çıkarsa seçici olma haddini bil itaat et okuma düşünme sus! 2015

Kostas Mourselas: Kızıla Boyalı Saçlar

Resim
TANITIM: "Taksitle kitap sattığı bir kız vardı. Ona ha bire kitap götürüyordu ama o hiç ödeme yapmıyordu. Bir sabah Aleka'nın, yirmi bin drahmiden fazla tutan kitap alışverişi yaptığının farkına vardığında durumun ciddiyetini anladı. 'Aleka neler oluyor? Babana birkaç kuruş vermesini söylesene,' dedi. 'Benimle evlen, ödeşelim. İster misin?' dedi Aleka da. Bu dünyada her şeyi doğal karşılayan Luis kabul etti. 'İsterim,' dedi." 14 yıl önce Türkçede ilk yayımlandığında kısa sürede en çok okunan kitapların başına yerleşen, yine kısa sürede 100.000'den fazla okura ulaşan Kızıla Boyalı Saçlar'ın sıradışı kahramanı Luis, kendini özgürlüğe adamış, bir insana, bir işe, bir yere kesinlikle bağlı kalmak istemeyen, kafasına eseni yapan, hayallerinin peşinden koşan sevimli bir serseri. Zorbalar, serseriler, fahişeler, genelevler, kenar mahalleler, gecekondular, erkek delisi kadınlar, kadın delisi erkekler, üçkâğıtçılar, küçük burjuvalar, eski so