Kayıtlar

Öyküler etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Lev Nikolayeviç Tolstoy : İnsan Neyle Yaşar? - Hasan Ali Yücel Klasikleri

Resim
TANITIM: Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Kreutzer Sonat ve Diriliş'in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara verdi. Bu dönemde yazdığı öykülerde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurgu içinde ele aldı. Tolstoy, insan sevgisi ve inanç konularını ustalığının bütün inceliğiyle işlerken, İnsan Neyle Yaşar? ile gerçek hayatı yansıtan tabloların içinde yeni bir ahlak anlayışını ortaya koydu.

Ali Yılmaz : A Yılmaz

Resim
YORUMUM: Hayatın içinden, trajik komik öykülerden oluşan bir kitap.  Yazar, sadece insanların değil bitkilerin ve eşyaların gözünden öyküler yazmış. Olaylara farklı bir şekilde bakıyor. Yer yer gülümsedim, bazen de derin derin düşündüm. Mizahın bu yönünü seviyorum, tam tebessüm ediyorsunuz ama içindeki ironiyi fark edince de düşüncelere dalıyorsunuz. Özellikle de üçüncü bölümdeki Minimal Öyküler dikkatimi çekti. Yazarla olan söyleşimizde de bu öyküleri sordum. Çok farklı bir teknikle yazılmış ve bu tarz öykülerle ilk defa karşılaşıyordum. O da bu öykü tekniğinin çok ender olduğunu ve ayrı bir kitapta olsaymış daha iyi olabileceğini ifade etti. Umarım başka öykülerle ve başka kitaplarla yeniden buluşuruz. Diğer kitaplarını da yakın zamanda edinmeyi düşünüyorum. "Sen beni kürdana döndürecek kadar hayattan soğutursan, iki diş arasında kalan parçanı da benimle çıkarıp yutuverir böyle işte..." "Sevgilimi koluma taktım, dolaşmaya başladık. O kadar dolaşmışız ki tam kördüğüm ol

Saray Eminoğlu : Evlat Acısı Hep Taze

Resim
  TANITIM: Ah Nermin Hanım ah, oğlu gitti bu dünyadan, oğlu gitti de kendi kaldı mı sanki? Kalmadı, nefes aldı ama yaşamadı, yaşayamadı. Yüzünün güldüğünü bir daha gören olmadı. Yıllar geçti, ihtiyarladı, ya evlat acısı, o hep taze. Dilerim kimse yaşamasın, evlat acısı ihtiyarlamıyor. YORUMUM Yazarın ikinci kitabı. Bu kitabın en önemli olgulardan birisi öykülerin çoğu Corona günlerinde yazılması. Yazar, insanlarla yalnızca  börek ve çayını paylaşmıyor, onların dertlerine de ortak oluyor.  Gerçek insan hikayeleri. Onların dünyasına nüfus  ediyor ve hikayelerini dillendiriyor.  Gündemdeki olayları da kendi bakış açısıyla aktarıyor. Aslında tarihe not düşüyor. Öykü sevenlere tavsiye ediyorum.                           Sevgilerle, @kitapdiari

Ralf Rothmann : Deniz Kenarında Geyikler

Resim
TANITIM: Metis'te daha önce Genç Işık adlı romanını yayımladığımız Alman yazar Ralf Rothmann'dan bu kez bir öykü kitabı. Günümüz Almanyasının taşra atmosferinden kesitler sunan yalın çarpıcı "küçük" insan öyküleri.

Melisa Kesmez : Nohut Oda

Resim
TANITIM: Mekânın hunharca talan edildiği, bir yere ait olmanın zorlaştığı, hususi ya da kolektif belleğimizin sıfırlandığı zamanlarda, yerleşmenin, kendine bir ev icat etmenin ve kök salmanın insaniyeti üzerine öyküler…  Melisa Kesmez üçüncü kitabı Nohut Oda’da insanın bitmek bilmeyen yuva arayışına bir güzelleme yaparken, içimizde büyüttüğümüz, bazen kadim bir yara gibi sürekli sızlayan, bazen de eski şiddetini yitiren öfke ve hesaplaşmaların hemen yanı başında aşkın ve inceliklerin filizlendiğini bir kez daha hatırlatıyor.  Her şeye rağmen kendi kozasını örmekten vazgeçmeyenlere...

Polat Özlüoğlu : Hevesi Kirpiğinde

Resim
TANITIM: Ölüyorduk… Çocuklar ölüyordu, kadınlar ölüyordu, gençler ölüyordu, travestiler ölüyordu, seks işçileri ölüyordu, kediler ölüyordu, köpekler ölüyordu, güvercinler ölüyordu… Bir erkeğin, bir erkin elinde ölüyorduk. Sonra yine çocuklar, yine kadınlar, yine hepimiz… bir döngünün içinde durmadan ölüyorduk. Bazen yaşarken, bazen yaşama gözlerimizi kapatırken bir heves kalıyordu kirpiğimizde, dudağımızın kenarında, boşluğa bıraktığımız sesimizde. Bazen gelincikler kusuyorduk ölürken, tabutumuzun üstünde bir peruğun yanına sıkışıyordu al yazmalar, çocukluk canavarlarımıza yem oluyorduk herkesin gözü önünde. İkinci kitabı “Hevesi Kirpiğinde” Polat Özlüoğlu, heveslerden heves beğenin ama çoğunun kirpiklerinizde asılı kalacağını aklınızdan çıkartmayın diyor. Bildiğimizi unutmayalım diye, büyük harflerle bir satır başı olarak yazıyor öykülerine: Tenimizi parçalayan bıçakları, günlerce buzda bekletilen cansız bedenlerimizi, çocuk yaşta çarşaflara akan kanımızı, dikine kestiğimiz

Erendiz Atasü: Kızıl Kale

Resim
TANITIM: Erendiz Atasü, çağların değişimlerine, yaşanan süreçlerin toplumsal izlerine her zaman duyarlı olmuş bir yazar. Özellikle toplumsal olanın, tüm toplumların en ağır işçisi, en ağır bedelleri sırtlananı olan kadınlar onun edebiyatında özel bir yere sahipler. Toplumu kadınların ağırlıklı olduğu bir yerden okumaya çalışması, durduğu yerle ilgili kendini ve ele aldığı süreci sorgularken belirleyici bir temel oluşturuyor. Son dönem öykülerini derlediği Kızıl Kale, Erendiz Atasü' nün gerçek ile fantastik arasında yaptığı bir yolculuk. Masalların dünyasından gerçeklerin dünyasına uzanan bu öyküler aynı temel kaygıyı, çürüme karşısındaki aynı irkilmeyi ele alıyor. Erkeğin egemenleştikçe hoyratlaştığı bu dünyanın dili de, kendini gerçekleştirme konusundaki baskıcılığı da bu kitabın temel kaygısı.

Krisztina Toth: Piksel / Pixel

Resim
TANITIM: Krisztina Tóth, modern Macar edebiyatında en çok okunan yazarlar arasında, şimdiden birçok ödül aldı. Diline kolayca alışılıyor, ama hiç sıradan değil. Yalın ve zekice. Tercih ettiği kelimeler ve cümle yapısının birçok duyarlık ve zeka süzgecinden geçtiği hemen anlaşılıyor. Toth'un en önemli yapıtı Piksel'de ilk serüven başın. Ardından bacak, el, kalbin. Vücudun her uzvundan biri var bu kitapta. Farklı öykülermiş gibi görünen bölümler birbirine bağlanıyor, insanlar ve hatta nesneler arasındaki bağlantı usul usul oluşuyor. Bölümlerin her biri başlıbaşına bir piksel karesi. Birkaç adım geri çekilelim. O da ne! Uzaktan bakınca piksel'ler arasındaki ilişki büyüleyici bir bütüne dönüşmüş, öyküler metnin bedenini oluşturmuş! Keyifli okumalar.! YORUMUM Okuduğum ilk Macar yazar galiba. Öyküleri çok ilginç bir şekilde yazmış. Tam bir karakteri betimlemeye başlıyor ve isim veriyor, sonra farklı bir tipe dönüştürüyor. Hikayede sonradan dahil olacak kişi için başta fi