Kayıtlar

Tarih etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Gökhan Cömert: İki Deniz Kabuğu-İki Ada Bir Aşk

Resim
  TANITIM İki farklı millet, iki farklı din, iki farklı ada ve iki ayrı kalp… “Ailesini küçük yaşta kaybeden Bahir denizler ve güzeller güzeli Katia’ya olan bağlılığı sayesinde hayata tutunmaktadır. 1960’lı yılların sonuna doğru Yunanistan’da gerçekleşen darbe nedeniyle Katia ile Bahir’in birliktelikleri çok uzun sürmez. Yaşanan toplumsal sorunlar ve yozlaşmalar nedeniyle insanlar yaftalanır; Türk – Rum, Müslüman – Hıristiyan olarak birbirlerinden ayrıştırılmaya çalışılır. Limni’den Girit’e göç eden bir grup insanın ardında iki deniz kabuğu kalmıştır. O deniz kabuklarından biri Bahir, diğeri ise Katia’dır.” İki Deniz Kabuğu; aşkı, ayrılığı, yalnızlığı, hasreti, dostluğu, insanlığı, farklılıkları ve toplumsal yozlaşmayı anlatan özel bir kitap… Tanık olacağınız tarihe duygusal bir kapı aralanıyor. Siyasi emelleri uğruna tarihe karanlık iz bırakan insanlar, yaşlı bir rahibin başlattığı gizemli yolculuk, balıkçıların umutlu mücadelesi, savaşın gölgesinde geçen bir kavuşma, sevdiği adam içi

Necib Mahfuz: Cebelavi Sokağı'nın Çocukları

Resim
  TANITIM: Mukattam Çölü'nün kıyısında, adının verildiği sokakta, yüksek duvarların çevrelediği muhteşem konağında yaşayan kudretli Cebelavi, topraklarının ve mülklerinin idaresini beş oğlundan biri olan Edhem'e bırakır. Ancak Edhem'in babasına ihaneti, konaktan kovulmasıyla sonuçlanır. Cebelavi'nin oğulları ve torunlarından Cebel, Rıfat ve Kasım, ondan aldıkları işaretler ve manevi güçle, sokağın yönetimini ele geçirir, çetelerin elindeki yoksul halklarına yardımcı olmaya, barış sağlayıp adil bir düzen kurmaya çabalarlar. Amaçları aynı olsa da yolları farklıdır. Cebelavi'nin çocukları ve torunlarının hikâyeleri, birbirine geçerek ilerler. Sokaktaki herkesin ve her şeyin sahibi olan, adı efsaneleşen Cebelavi'nin sırrını çözmeye çalışırken beklenmedik olaylara yol açan torunu Arif'in dönemi, bu tuhaf sokağın ve sakinlerinin hayatında farklı ama kalıcı bir sayfa açacaktır. Mısır'da yıllarca yasaklanan Cebelavi Sokağı'nın Çocukları, hem bütün bir soyun

Mo Yan: Kızıl Darı Tarlaları

Resim
  TANITIM: Çin'in Nobel ödüllü yazarı Mo Yan'ın Kızıl Darı Tarlaları, Shandong ailesinden üç kuşağın, 1923-1976 yılları arasındaki öyküsünü aktaran bir roman. Yazar, bir mücevher güzelliğindeki doğa manzaraları fonuna yerleştirdiği ve kronolojik sıra gütmeden kurguladığı romanda, Japon istilasına karşı verilen Direniş Savaşı, Çinlilerin birbirleriyle çatışmaları, Komünist Devrim, Kültür Devrimi gibi Çin tarihindeki önemli halk hareketlerini ve bütün bu yıllar içindeki tutkulu aşkları anlatıyor. Çin sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Yimou Zhang'ın beyaz perdeye aktardığı Kızıl Darı Tarlaları, tarihsel bir anlatımla kara mizahı ustalıkla kaynaştırıyor. Roman, geçmişle bugün, ölüyle diri, iyiyle kötü arasında belirgin bir ayrım yapılmadan sürüyor. Nobel ödül töreninde konuşan Per Wästberg'in dediği gibi, Mo Yan, bireyi kimliksiz insan yığınlarından çekip ortaya çıkaran; alaycı ve iğneleyici bir üslupla tarihe, tarihî çarpıtmalara, yoksunluklara ve siyasal riyakârlıkl

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim

Resim
  TANITIM: Caliban ve Cadı kapitalizme geçiş sürecinde bedenin bir tarihidir. Silvia Federici, geç ortaçağların köylü ayaklanmalarından cadı avlarına ve mekanik felsefenin doğuşuna kadar toplumsal yeniden üretimin rasyonelleştirilmesini araştırır. Asi bedene karşı savaşın ve beden ile zihin arasındaki çatışmanın, nasıl modern toplumsal örgütlenmenin iki merkezi ilkesinin, yani “emek gücü” ile “kendi bedeni ve yaşamı üzerinde mülkiyet hakkı”nın gelişiminin temel koşullarını oluşturduğunu gösterir. “Postmodernizmin neoliberal çağında proletarya, tarihin sayfalarından silinmiş durumda. Silvia Federici, proletaryanın hikâyesini ta en başından, doğum sancılarıyla birlikte anlatarak ona tarihsel önemini geri kazandırır. Bu kitap bir hatırlamanın, insanlığın belleğinde kıtlık, katliam ve kölelik kadar derin ve acı veren bir yara açan, kadınların bedenine kazınmış bir travmanın kitabıdır. Federici, proletaryanın doğuşunun kadınlara karşı bir savaşı gerektirdiğini ve bu savaşın yeni bir cinsel

Kıvanç Kardeşler : Yüreğini Kolla Ölmeden Çürüyorsun Gabriel Garcia Marquez

Resim
TANITIM: "Tanrı bir an için paçavradan bebek olduğumu unutup can vererek beni ödüllendirse, aklımdan geçen her şeyi dile getiremeyebilirdim, ama en azından dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir ve düşünürdüm. Eşyaların maddi yönlerine değil anlamlarına değer verirdim. Az uyur, çok rüya görür, gözümü yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı yitirdiğimi düşünürdüm. İnsan aşktan vazgeçerse yaşlanır. Başkaları durduğu zaman yürümeye devam ederdim. Başkaları uyurken uyanık kalmaya gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinler, çikolatalı dondurmanın tadından zevk almaya bakardım. Eğer Tanrı bana birazcık can verse, basit giyinir, yüzümü güneşe çevirir, sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm çıplaklığıyla açardım. Tanrım, eğer bir kalbim olsaydı nefretimi buzun üzerine kazır ve güneşin göstermesini beklerdim. Gökyüzündeki aya, yıldızlar boyunca Van Gogh resimleri çizer, Benedetti şiirleri okur ve serenatlar söylerdim. Gözyaşlarımla gülleri sular, vücuduma batan dikenlerini

Yvonne Sherratt : Hitler' in Filozofları / Hitler's Philosophers

Resim
TANITIM:  Hitler'in dünyayı yönetmek gibi bir hayali vardı ve bunu yalnızca silah zoruyla değil, aynı zamanda zihinsel baskı kurarak başarmak istiyordu. Kendini bir "filozof-lider" olarak gören Hitler, şaşırtıcı biçimde, döneminin birçok aydınının desteğini de almıştı. Yvonne Sherratt, Hitler'in Filozofları'nda, Hitler'in filozoflarla olan ilişkilerini irdeleyerek, Almanya'nın fikir âleminin kalbindeki zulmü, hırsı, şiddeti ve ihaneti su yüzüne çıkarıyor. Uluslararası arşivleri tarayan Sherratt, 1920'li yıllarda bile Hitler'in, aralarında Kant, Nietzsche ve Darwin gibi isimlerin de bulunduğu geçmişin asil düşünürlerini nasıl bayağılaştırdığına dair kanıtları gözler önüne seriyor. 1930'lu yıllara damgasını vurmuş Martin Heidegger, Carl Schmitt ve daha birçok filozofun Nazi rejimine saygınlık kazandırmak adına nasıl canla başla çalışıp katliamlara göz yumduğunu, Theodor Adorno, Hannah Arendt gibi diğer filozofların ise anavata

Mineke Schipper : Adem İle Havva Her Yerde

Resim
TANITIM: Dünyada başka hiçbir hikâye insan soyunun anne ve babası Adem ile Havva kadar meşhur değildir. Onları konu edinen bilmeceler, atasözleri, şarkılar, şiirler, romanlar, operalar ve filmler vardır. Adem ve Havva'nın hikâyesi üç semavi din tarafından aktarılarak her yere ulaştı. Kitab-ı Mukaddes'teki Adem ve Havva hikâyesi, Mezopotamya, Arabistan, Anadolu ve Mısır'ı geniş ölçüde dolaşan kabile insanları Bedevilerin sözlü geleneğiyle gelişti, ancak çoğunlukla Vaat Edilmiş Topraklar diye adlandırılan ya da bunun dışında tek tek Filistin, Fenike, Suriye, İsrail, Yuda ve Samiriye diye de bilinen bir bölgeye yerleşti.   Yazar Mineke Schipper, Adem ve Havva inancının farklı dinlerdeki yerini ve anlatı biçimini göz önüne sererken, görsel kaynaklarla zengin bir bakış olanağı verir. Lillith'ten Havva'ya, Tanrı'dan Şeytan'a ve yılana kadar insanlık tarihinin zengin kültür parçalarını bir arada ve çok boyutlu bir bakış açısıyla sunar. Her Yahudi, Hıristiyan

Osman Balcıgil :Zerdüşt'ün Sırrı

Resim
TANITIM: Pers İmparatoru Darius Babil, Mısır, Libya, Anadolu, hatta Trak topraklarını ele geçirdi ama Yunan diyarından zaferle dönemedi. O ölünce, oğlu Kserkses babasının planını gerçekleştirmek için kolları sıvadı. Krallar Kralı'nın Yunan'a karşı gireceği savaşı kazanamaması halinde dinlerinin tehlikeye düşeceğini öngören Zerdüşti bilgeler, geniş Pers topraklarında gözden ırak üç ayrı nokta ve reisleri özel olarak yetiştirilmiş dört klan seçtiler. Yola çıkacak üç klandan hiç olmazsa biri, geleneklerin ve özellikle inek derisi üzerine altın harflerle yazılmış kutsal kitap Avesta'nın muhafızı olmayı başarabilecek miydi? Bilge Rahip tarafından İÖ 500'lerde kaleme alınan Zerdüştiliğin kayıp kutsal kitabı Avesta, 2000'li yılların başında ortaya kim tarafından ve nasıl çıkartılacak? Nietzsche'nin Böyle Buyurdu Zerdüşt! isimli kitabı için "Tam bir palavra" diyen Hint kökenli eski Avestan uzmanı Nasreddin Parsî, Türk yardımcısı Sungur İlyasl

Yuval Noah Hararı :Homo Deus :Yarının Kısa Bir Tarihi

Resim
TANITIM:  Hayvanlardan Tanrılara Sapiens kitabıyla insan türünün dünyaya nasıl egemen olduğunu anlatan Harari, Homo Deus'ta çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor. İnsanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallık peşindeki yolculuğunu bilim, tarih ve felsefe ışığında incelediği bu çalışmasında, insanın bambaşka bir türe, Homo deus'a evrildiği bir gelecek kurguluyor.   Yola "önemsiz bir hayvan" olarak çıkan Homo sapiens, tanrılar katına ulaşmak uğruna kendi sonunu mu hazırlıyor? Homo sapiens nasıl oldu da evrenin insan türünün etrafında döndüğünü iddia eden hümanist öğretiye inandı? Bu öğreti gündelik yaşantımızı, sanatımızı ve en gizli tutkularımızı nasıl şekillendiriyor? İnsanı inekler, tavuklar, şempanzeler ve bilgisayar programlarının tümünden ayıran yüksek zekası ve kudreti dışında herhangi bir alametifarikası var mı? Tarih boyunca benzeri görülmemiş kazanımlar elde etmemize rağmen mutluluk seviyemizde neden kayda değer bir artış olmadı?

Yuval Noah Hararı : Hayvanlardan Tanrılara : Sapiens

Resim
TANITIM:  - Homo sapiens neden ekolojik bir seri katile dönüştü? - Para neden herkesin güvendiği tek şey? - Kadınlar üstün sosyal becerilere sahipken, neden çoğu toplum erkek egemen? - Güç elde etmekte böylesine yetenekli olan insanlar neden bu gücü mutluluğa dönüştürmekte başarısızlar? - Geleceğin dini bilim mi? - İnsanların miadı çoktan doldu mu? 100 bin yıl önce Yeryüzü'nde en az altı farklı insan türü vardı. Günümüzdeyse sadece Homo Sapiens var. Diğerlerinin başına ne geldi ve bize ne olacak?  Çoğu çalışma insanlığın serüvenini ya tarihi ya da biyolojik bir yaklaşımla ele alır, ancak Harari 70 bin yıl önce gerçekleşen Bilişsel Devrim'le başlattığı bu kitabında gelenekleri yerle bir ediyor. İnsanların küresel ekosistemde oynadıkları rolden imparatorlukların yükselişine ve modern dünyaya kadar pek çok konuyu irdeleyen Sapiens, tarihle bilimi bir araya getirerek kabul görmüş anlatıları yeniden ele alıyor. Harari ayrıca geleceğe bakmaya da zorluyor okuru. Yakın zamanda ins

Kolektif: Şu Çılgın Gençler

Resim
TANITIM: "Türkiye Gençlik Birliği, ülkemizin onuru, geleceğimizin güvencesidir.   Atatürk'ün gençliğe seslenişinin günümüzde tam olarak karşılığıdır." Ataol Behramoğlu Şair, Yazar "Türkiye Gençlik Birliği, bugün Genç Türk devrimciliğini temsil ediyor. (...) Atatürk'ün "hayatta en hakiki yol gösterici bilimdir" sözü Genç Türk başarısının anahtarını dile getiriyor. Türk devrimciliğinin millete önderlik ederek yine devrim yapacağı bir tarihin eşiğindeyiz. Elinizdeki kitap, tarih yapanların kitabıdır." -Doğu Perinçek Vatan Partisi Genel Başkanı- "Bu değerli kitapla dosta düşmana ilan ediyorum. Doğaldır, Atatürk'ün kızı ve 68 kuşağının bir üyesi olarak ben de TGB'liyim." -Gülsen Tuncer Tiyatro Oyuncusu- "Bu süreçte, gençliğin sadece dinamizmini değil, aynı zamanda ufuk açıklığını da temsil eden TGB ve TGB gibi gençlik örgütlenmeleri, yani "Uyuyamayanlar" ve elbette kadınlarımız, ülkemizin hakkı ol

Vladimir Bartol: Fedailerin Kalesi Alamut

Resim
TANITIM:  Yılların eskitemediği muhteşem kitap ALAMUT artık Koridor Yayıncılıkta. Hasan Sabbah'ın, Alamut Kalesinin, fedailerin ve cennet bahçelerinin hikayesi. Bir tarafta Hasan Sabbah'ın yeryüzü cennetiyle yeni tanışan güzel köleler, diğer tarafta onun en güvenilir savaşçıları olan fedailer. Sabbah'ın yarattığı cennetin içinde gözleri açıldığında hepsinin hayatı hiç umulmadık bir şekilde değişir. Hikaye 11. yüzyıl İranında, kendini peygamber ilan eden Hasan Sabbah'ın, seçilmiş bir grup insanı intihar suikastçısına dönüştürerek bölgede hakimiyet kurmak için çılgınca ve aynı zamanda zekice bir plan tasarladığı Alamut Kalesinde geçmektedir. Güzel kadınların, yemyeşil bahçelerin, şarap ve haşhaşın göz boyadığı sanal bir cennet yaratan Sabbah, genç savaşçılarını emirlerine uydukları takdirde bu cennete gidebileceklerine inandırır. Kendilerini onun yoluna adayan, ölmeyi de öldürmeyi de göze almış olan bu küçük orduyla hükümdar sınıfına gözdağı verebileceğini düşünür. Sabb