Gökhan Cömert: İki Deniz Kabuğu-İki Ada Bir Aşk

 


TANITIM

İki farklı millet, iki farklı din, iki farklı ada ve iki ayrı kalp…

“Ailesini küçük yaşta kaybeden Bahir denizler ve güzeller güzeli Katia’ya olan bağlılığı sayesinde hayata tutunmaktadır. 1960’lı yılların sonuna doğru Yunanistan’da gerçekleşen darbe nedeniyle Katia ile Bahir’in birliktelikleri çok uzun sürmez. Yaşanan toplumsal sorunlar ve yozlaşmalar nedeniyle insanlar yaftalanır; Türk – Rum, Müslüman – Hıristiyan olarak birbirlerinden ayrıştırılmaya çalışılır. Limni’den Girit’e göç eden bir grup insanın ardında iki deniz kabuğu kalmıştır. O deniz kabuklarından biri Bahir, diğeri ise Katia’dır.”

İki Deniz Kabuğu; aşkı, ayrılığı, yalnızlığı, hasreti, dostluğu, insanlığı, farklılıkları ve toplumsal yozlaşmayı anlatan özel bir kitap…

Tanık olacağınız tarihe duygusal bir kapı aralanıyor. Siyasi emelleri uğruna tarihe karanlık iz bırakan insanlar, yaşlı bir rahibin başlattığı gizemli yolculuk, balıkçıların umutlu mücadelesi, savaşın gölgesinde geçen bir kavuşma, sevdiği adam için dinini değiştirmeyi göze alan genç bir kız ve yaşamı sonlandırmaya giden bir yol…

Ege'nin parıltılı sularında sürükleyici bir aşk hikâyesi sizleri bekliyor.

Aslı Ceren Ender

YORUMUM

Akronik bir roman. Üçlemenin ilk kitabı.
Yazar, mekanlar tasvir ederken Romantizm esintisiyle sizi oraya götürüyor. Bizi yavaş yavaş imkansız aşkın dehlizine taşıyor. Her satırda hüznü hissediyorsunuz. İki farklı dinden ve milletten gencin küçükken filizlenen aşklarına şahit olsak da tarihsel önyargılar yüzünden farklı adalara sürükleniyorlar. İki gencin üzerinden sosyopolitik tarihsel ve olaylara da şahit oluyorsunuz. Aynı zamanda da Türk ve Rum kültürünün de iç içe geçtiğini görüyoruz çünkü aynı coğrafyada yaşayan insanların ortak dertleri ve sevinçleri de bir oluyor.
Bahir, öksüz kalmış bir genç, komşular tarafından yetiştirilmiş ve geçimini balıkçılıkla sağlıyor. Sessiz bir delikanlı gibi görünse de içindeki derinliklerinde deniz gibi aşk dalgasını hiçbir zaman dindiremediğini görüyoruz. 
Katia da başka bir yere sürüklense de kalbini Limni'de bırakıyor. Bütün çabalarıyla Bahir'e ulaşabiliyor. Ama sevmek her şeye kadir diyebilecek miyiz?
Bahir ile Katia'nın aşkı iki deniz kabuğu gibi denizde sürükleniyor ve birbirlerini bulmak için yıllar geçiyor. 
Romanda, yabancılar daha çok aşkı anladıklarını ve anlayış gösterdiklerini gördüm. O yüzden Katia'nın verdiği kararı anlamakta zorluk çektim. Bahir'in kararını anlayabiliyorum ama aşkı seçmesini dilerdim. Sürükleyici bir romandı. Umarım diğer iki kitapta sorularıma cevap bulabilirim.
Tavsiye ederim. 

"Aynı dili konuşmuyor olmamıza rağmen beni en iyi sen anlıyorsun. Çünkü aynı dili konuşanlar değil; aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir."
"İlkbahar yağmurlarıyla görünen kuşların kalbine kanat çırpmasının üzerinden tam on dört bahar geçmiş fakat içindeki sonbahar hala geçmemişti."
"Bütün kapıları insanın yüzüne kapattığı gibi, bütün bir ömür yalnızlığa da mahkum edebilirdi."

Sevgilerle, Aygül Tunç


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim