Kayıtlar

Araştırma etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim

Resim
  TANITIM: Caliban ve Cadı kapitalizme geçiş sürecinde bedenin bir tarihidir. Silvia Federici, geç ortaçağların köylü ayaklanmalarından cadı avlarına ve mekanik felsefenin doğuşuna kadar toplumsal yeniden üretimin rasyonelleştirilmesini araştırır. Asi bedene karşı savaşın ve beden ile zihin arasındaki çatışmanın, nasıl modern toplumsal örgütlenmenin iki merkezi ilkesinin, yani “emek gücü” ile “kendi bedeni ve yaşamı üzerinde mülkiyet hakkı”nın gelişiminin temel koşullarını oluşturduğunu gösterir. “Postmodernizmin neoliberal çağında proletarya, tarihin sayfalarından silinmiş durumda. Silvia Federici, proletaryanın hikâyesini ta en başından, doğum sancılarıyla birlikte anlatarak ona tarihsel önemini geri kazandırır. Bu kitap bir hatırlamanın, insanlığın belleğinde kıtlık, katliam ve kölelik kadar derin ve acı veren bir yara açan, kadınların bedenine kazınmış bir travmanın kitabıdır. Federici, proletaryanın doğuşunun kadınlara karşı bir savaşı gerektirdiğini ve bu savaşın yeni bir cinsel

Prof. Dr. Ali Demirsoy : “ 2035 – Sonun Başlangıcı”

Resim
TANITIM: Dünya tarihinde birçok felaket yaşandı. Bu seferki felaket ne gökyüzünden ne de yerin içinden geliyor. Bizzat insanın neden olduğu çevre kirlenmesi ve özellikle küresel ısınmadan geliyor. 1950 yıllarında denizlere dökülen zehirli kimyasal maddelerin miktarı 1 milyon tondan 650 milyon tona ulaştı. Dünyadaki ısı düzenlemesini tuttuğu karbondioksitle sağlayan resiflerin %30’u bu kimyasal maddelerden öldü. Dünyadaki sıcaklığı güvenli sınırlar içinde tutacak karbon dioksit partiküllerinin atmosferdeki miktarı 380 olması gerekirken, bu oran şimdilerde 410’lara tırmanmış durumda. Atmosfer ısınıyor; kutuplardaki ve dağlardaki buzlar eriyor; 2 milyar adamın yaşadığı kıyılar tehdit altında. 2035 yılında Hindistan, Pakistan, Bangladeş’i besleyen nehirler, Ganj ve İndus Nehirlerinin kuruyacak. En az 1,5 milyar insanın zorunlu göç edecek. Bu kitap size çok zamanımızın kalmadığını, 2035 yılından sonra insanlık ve dünya tarihinde hiç görülmemiş yıkımların başlayacağını; 9 mily

Carl Gustav Jung : Dört Arketip / Four Archetypes

Resim
TANITIM:  Tıp ve psikiyatri kökenli bir ruh çözümlemecisi olan Jung'un, psikolojik tiplemeler, kompleksler teorisi ve sözcük çağrışım testi gibi özgün bilimsel katkıları günümüz psikolojisi ve psikiyatrisi içinde hâlâ yerini korumaktadır. Bunun ötesinde, bugün Jung'u bir ekol olarak anmamızın nedeni, bütün insan bilimlerine yansıyan türev ve etkileriyle "simge" alanındaki çalışmaları, ve kişisel ya da kolektif bilinçdışının dinamiklerini ve görüngülerini irdeleyen yapıtlarıdır. Jung düşüncesinin antropolojiden teoloji ve felsefeye, etnolojiden sosyolojiye çok geniş bir alanda kalıcı izleri vardır.  Ötekini Dinlemek uzmanlaşmış bir dizi. Ama dizide yer alacak bütün kitaplar doğrudan insana dair. Hayatlarımıza, kendi kişisel deneyim alanımıza, ana babalarımıza, onlarla ilişkilerimize, zor büyüme yıllarımıza dair bir bilgi... Kendimiz ve diğer insanlarla ilgili sezgilerimizi geliştirmemize yardımcı olacak, yeni kavrayış imkânları verecek ve kuşkusuz öğrenirken

Meik Wiking : Hygge, Lykke

Resim
TANITIM: Danimarka’nın, dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı ülke olduğu kabul edilir. Onlara göre bu mutluluğun sırrı tek bir sözcükte saklıdır: hygge. Aslında ne kadar anlatsak boş, mutluluk ancak hissedilir. Yine de sevdiğinizle koltukta kıvrılıp dinlenmenin huzurunu, dostlarınızla güzel bir yemek yemenin keyfini, güneşli bir günde pencereden süzülen ışığın yaydığı neşeyi nasıl tarif ederdiniz? Danimarkalılar böyle anları hygge sözcüğüyle anlatıyor. Tek bir karşılığı olmayan ve diğer dillere tam olarak çevrilemeyen hygge’yi tanımlamak için rahatlık, huzur, içtenlik, bir aradalık gibi pek çok farklı kelime önerilebilir ancak bunların hiçbiri tek başına yeterli olmayacaktır.  Dünyaca ünlü Mutluluk Araştırmaları Enstitüsü’ne başkanlık eden Meik Wiking, tüm bu tanımların ötesine geçip hayatınızda hygge anlar yaratabilmeniz için bu kitapta size rehberlik ediyor. Wiking’le birlikte evinizin atmosferini küçük dokunuşlarla sizi mutlu edecek şekilde değiştirebilir, arkadaşlarınızl

Hector Garcia & Francesc Miralles: Ikigai (Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam Sırrı) / Ikigai: The Japanese Secret to a Long and Happy Life

Resim
TANITIM: Uluslararası çoksatan bir rehber olan Ikigai’yle her gününüz bir anlam kazansın. Japonlar herkesin bir ikigaisi olduğuna inanır, her sabah yataktan kalkmaları için bir sebepleri vardır. İlham verici ve rahatlatıcı bu kitap sizlere kendi ikigainizi keşfetmeniz için gerekli tüm bilgileri veriyor. Aceleci davranmamanızı, hayat gayenizi keşfetmenizi, ilişkilerinizi canlandırmanızı ve kendinizi tutkularınıza adamanızı sağlıyor. Öyle ya, kim her gününü mutlu yaşamak istemez ki?                                                                                       YORUMUM Kitabı çok beğendim. Çok kolay okunuyor. Ikigai "hep meşgul kalarak mutlu olma" anlamına geliyor. Ayrıca "Yaşlanırken Genç Kalma Sanatı" da deniyor. Japoncada "emeklilik" kelime karşılığı yokmuş.Bir insanın yaşadığı sürece, hayatın içinde olmalı aksi halde yaşayan ölüye dönüşür.  Viktor Frankl' in Logoterapi'sine göre bireyin hayattaki amacını b

Masaru Emoto : Suyun Gizli Mesajı / Hidden Messages in Water

Resim
TANITIM:   Suyun Gizli Mesajı, uluslararası üne sahip Japon araştırmacı Masaru Emoto'nun bütün dünyada büyük yankı uyandıran su kristalleri fotoğraflarını içeren sıra dışı kitabı. Su moleküllerin düşüncelerimizden, duygularımızdan ve kullandığımız kelimelerden etkilendiğini bulgulayan Dr. Emoto, suyun, söylenen sözlere, hissedilen duygulara, gösterilen görüntülere ve dinletilen müziğe göre nasıl bir değişim gösterdiğini birbirinden muhteşem su kristali fotoğraflarıyla gözler önüne seriyor. Hem dünyamız hem de bizler büyük ölçüde sudan oluştuğumuz için suyun mesajı hepimizin bireysel sağlığı, doğanın yenilenmesi ve dünya barışı açısından muazzam bir önem taşıyor.   Depremden hemen önce ve hemen sonra yeraltı sularından aldığı numunelerdeki kristal oluşumlarını inceleyen Dr. Emoto, bu verilerin biriktirilmesi durumunda, su kristali teknolojisinin depremleri önceden tespit etmekte kullanılabileceğini de ortaya koyuyor.  "Yüzyıllar boyunca, insanlık, yeryüzünden sürekli

Mineke Schipper : Adem İle Havva Her Yerde

Resim
TANITIM: Dünyada başka hiçbir hikâye insan soyunun anne ve babası Adem ile Havva kadar meşhur değildir. Onları konu edinen bilmeceler, atasözleri, şarkılar, şiirler, romanlar, operalar ve filmler vardır. Adem ve Havva'nın hikâyesi üç semavi din tarafından aktarılarak her yere ulaştı. Kitab-ı Mukaddes'teki Adem ve Havva hikâyesi, Mezopotamya, Arabistan, Anadolu ve Mısır'ı geniş ölçüde dolaşan kabile insanları Bedevilerin sözlü geleneğiyle gelişti, ancak çoğunlukla Vaat Edilmiş Topraklar diye adlandırılan ya da bunun dışında tek tek Filistin, Fenike, Suriye, İsrail, Yuda ve Samiriye diye de bilinen bir bölgeye yerleşti.   Yazar Mineke Schipper, Adem ve Havva inancının farklı dinlerdeki yerini ve anlatı biçimini göz önüne sererken, görsel kaynaklarla zengin bir bakış olanağı verir. Lillith'ten Havva'ya, Tanrı'dan Şeytan'a ve yılana kadar insanlık tarihinin zengin kültür parçalarını bir arada ve çok boyutlu bir bakış açısıyla sunar. Her Yahudi, Hıristiyan

Sefer Darıcı: Subliminal İşgal

Resim
TANITIM: Sekssellers Sublımınal İşgal İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten kolaydır... Mark Twain Kapitalizmin geçtiğimiz yüzyılın ortalarında keşfettiği ve ilk örnekleri sinema filmlerinde "25. Kare" tekniğiyle sinsice bilinçaltımıza nüfuz eden subliminal mesaj fenomeni artık çağımızda her yanımızı kuşatmış durumda. Reklamlar, dizi filmler, afişler, aklınıza gelebilecek bütün argümanlarla algı sistemimizi dumura uğratan, korteksimizi devre dışı bırakarak bize arzularımızı ihtiyacımızmış gibi empoze eden, profesyonelce uyguladığı arketiplerle bilincimizin etrafından bir yılan gibi süzülerek ruhumuzu muhasara altına alan bu ikna makinesinin tüm parçalarını sökerek onu deşifre eden Subliminal İşgal, Marx'ın, "Eğer kötülük olmasaydı tarih de olmazdı!" sözüne atıfta bulunarak hepimizi aydınlatmayı amaçlıyor. Evet, her şey mükemmel olsaydı ne tespit edilecek bir çarpıklık ne de tarihe düşülecek bir not olurdu. Ama ne yazık ki bizler,

Aykut Erdoğdu: Yağma Yılları

Resim
TANITIM: Yolsuzlukla mücadele çabamızın bir gereği olarak hazırlanan bu çalışmada, kömür yolsuzluğuyla ve maden cinayetleriyle ilgili özet tespitler ve bu tespitlerin dayandığı belgelere yer verildi. Halkın kaynaklarını üç beş yandaşa peşkeş çekmek yetmiyormuş gibi, sırtından para kazandıkları maden emekçilerini de göz göre göre ölüme göndermekten çekinmediler. Evet, Orhan Veli'nin dediği gibi, "Yüz karası değil, kömür karası"dır o emek çilerimizin üzerine sinen. Çünkü onlar açısından, "Böyle kazanılır ekmek parası." Ama ne yazık ki, bunca iş cinayeti, devletimiz açısından kömür karası ile değil, ancak yüz karası ile açıklanabilecek bir gerçek haline geldi. Bu çalışmanın öncelikli amaçlarından biri, emekçilerimizin tertemiz ekmeklerine uzanan hırsız elleri, onların can güvenliğini hiçe sayan sorumsuz yöneticileri teşhir etmek. Elbette sermayenin kölesi haline getirilen işçilerimizin sosyal, ekonomik ve özlük hakları için verdikleri mücadeleye destek olmak isti