Krisztina Toth: Piksel / Pixel


TANITIM:
Krisztina Tóth, modern Macar edebiyatında en çok okunan yazarlar arasında, şimdiden birçok ödül aldı. Diline kolayca alışılıyor, ama hiç sıradan değil. Yalın ve zekice. Tercih ettiği kelimeler ve cümle yapısının birçok duyarlık ve zeka süzgecinden geçtiği hemen anlaşılıyor.

Toth'un en önemli yapıtı Piksel'de ilk serüven başın. Ardından bacak, el, kalbin. Vücudun her uzvundan biri var bu kitapta. Farklı öykülermiş gibi görünen bölümler birbirine bağlanıyor, insanlar ve hatta nesneler arasındaki bağlantı usul usul oluşuyor. Bölümlerin her biri başlıbaşına bir piksel karesi. Birkaç adım geri çekilelim. O da ne! Uzaktan bakınca piksel'ler arasındaki ilişki büyüleyici bir bütüne dönüşmüş, öyküler metnin bedenini oluşturmuş! Keyifli okumalar.!




YORUMUM

Okuduğum ilk Macar yazar galiba. Öyküleri çok ilginç bir şekilde yazmış. Tam bir karakteri betimlemeye başlıyor ve isim veriyor, sonra farklı bir tipe dönüştürüyor. Hikayede sonradan dahil olacak kişi için başta fikir veriyor. Genelde, bir kadın veya bir erkek diye başlıyor ve bazen ismini kendiniz tahmin etmenizi bekliyor çünkü diğer hikayelerden bağlantı kurmanız gerekiyor. O yüzden, kitabı  bir oturuşta bitirmenizi tavsiye ediyorum. Her hikaye bir uzuvla ilgili olması baştan bir şey ifade etmiyor ama sonunda bir ormana uzaktan bakmaya benziyor. Hikayelerde, aşk, kayıplar, ayrılık, aldatma gibi konuları işliyor. 30 hikayede farklı ilişkilere şahit olacaksınız. Bir şekilde bu ilişkiler birbirlerine bağlantılı hale geliyorlar, sanki bir ağa oluşuyor. Benim için ilginç bir deneyim oldu. Tavsiye ederim.


"En kötü olasılık daima yaşanandır ve bu da hep yaşandıktan sonra görülür."
"Öldü dediler. Giysilerinin durduğu dolabın numarası 676 idi. Düşündü acaba bunun bir önemi var mı diye. Elbette biz biliyoruz hiçbir önemi olmadığını. Böyle zamanlarda insanlar rakamların mistiğine kapılmaya meylederler, sorarlar kendilerine, eğer gitmeselerdi ne olurdu diye. Hiçbir şey."
"Huzura kavuşan kişi, arzularını gerçekleştirmeye çalışan değil, durmadan dolmasına rağmen hareketsiz kalarak okyanusa dökülen nehirler gibi içine akan arzuların sonu gelmeyen tufanından rahatsız olmayandır."
"Zaman içinde insan sanki batıyor sonra anılarda tekrar yüzeye çıkıyor, batıyor-çıkıyor, batıyor-çıkıyor, iğnenin kumaşa batıp çıkması gibi de diyebiliriz ve arada iğne geçmişin ve şimdinin sökülen tabakalarını dikişlerle birbirine bağlayan iplik asla görünmüyor."

                                        Sevgilerle, @kitapdiari



MY REVIEW



I think the first Hungarian writer I read. The stories are written in a very interesting way. She's just starting to describe a character and gives a name, then turns it into a different type. She gives ideas about a person who will be included in the story later. In general, she starts out as a woman or a guy and sometimes expects you to guess their name because you need to connect with other stories. So, I advise you to finish the book in a sitting. 
Every story is about a limb, it does not mean anything from the beginning but in the end it looks like a forest from a distance. Stories are about love, loss, separation, cheat. In 30 stories you will witness different relationships. In a way, these relationships are linked to each other, as if they are forming a web. It was an interesting experience for me. I advise.

"The worst possibility is always experienced one and it is seen after you experienced it. "
"They said 'she died'. The number of the closet, where the clothes were,was 676. He thought, wondering whether it is an important thing. Of course we know that there is no precaution. At such times people tend to get mystified by the numbers , they inquirer themselves, if they would go what would happen. Nothing."
" The person who having achieved the blessing,is not  one who trying to fulfill his/her desires, but is like rivers pouring into the ocean while still standing still it is not disturbed by the flood that does not end in the desires that flow into it. "
"In time, people seem to sink and then come back to the surface, sinking-rising, sinking-rising, we can also say that the needle goes to the fabric and by the needle  with the thread the stitches that connects the past and the present  are never appears. "

                                         Sincerely, @kitapdiari

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim