Mario Vargas Llosa: Teke Şenliği / The Feast of the Goat


TANITIM:

İçki ve seks kokan erkek egemen bir atmosfer; entrika, şiddet, işkence, hatta cinayet dolu dramatik sahneler: Bunlar, Dominik Cumhuriyeti'ni otuz yıldan fazla diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo'nun rejiminin belirleyici simgeleri. Yaşamı boyunca dehşet ve boşluk duygularının pençesinden kurtulmayan 49 yaşındaki Urania Cabral, doğduğu yer olan Dominik Cumhuriyeti'ne dönünce 1961'deki acı olayları yeniden yaşar. Başkentin hala Trujillo Kenti olarak anıldığı ve yaşlı diktatör Trujillo'nun üç milyon insan üzerinde dehşet saçtığı günler belleğinde taptazedir. 1961 yılında bir suikastta öldürülene kadar iktidarını şiddete, şantaja dayandırarak sürdüren Trujillo'nun öldüğü gün üzerinden yola çıkıp gelişen roman, diktatörün ve döneminin portresini üç ayrı bakış açısından anlatıyor: Ülkesine ancak 35 yıl sonra dönen 49 yaşındaki Urania Cabral'ın gözünden; Trujillo'nun iktidardaki 31 yılını kendi sesinden, diktatörü öldürmek üzere suikast hazırlayan dört kişinin ağzından. Dominiklilerin Teke adını taktığı Trujillo'ya karşı düzenlenen devrimin kanlı sonuçları bir ülkenin tarihini değiştirecektir. Diktatörlük tarihi üzerine yazılmış bir başyapıt olan Teke Şenliği, Perulu yazar Mario Vargas Llosa'nın çağdaş dünya romancıları arasındaki yerini daha da yükseklere çıkarıyor.



YORUMUM



Mario Vargas Llosa: romancı, öykücü, denemeci, oyun yazarı, sanat ve edebiyat eleştirmeni ve politikacı.
Roman, birbirine sımsıkı dokunmuş, iç içe örülmüş üç ayrı hikayeden oluşuyor. Birincisi Urania Cabral (romanın tek “yaratılmış” kişisinden), ikincisi Trujillo ve çevresi, üçüncüsü de Trujillo’ya suikast düzenleyenlerin anlatısından oluşuyor. Böyle yapmakla yazar bu üç hikâyeyle Trujillo iktidarını farklı bakış açılarından sunuyor.
Kitabın adına gelince : Trujillo, “Perejil” (İspanyolcada maydanoz demek) kelimesinde “r” harfini telaffuz edemeyen 20 bin zenciyi katletmiştir. Yazar, bu katliama ve diğer işlenen binlerce cinayetlere gönderme yapıyor. Trujillo dönemine “Teke Şenliği” diyor.
Bu kitapla yazar, gücün büyüsünü ve kötülüğü çok iyi aktarmış. “Teke Şenliği” için diktatörlük kavramanın romanı deniyor. Ama yalnızca diktatörlüğü ve diktatörü değil, insanların diktatörlük ve diktatör karşısındaki tutumlarını da sorgulayan bir yapıt. Dominik Cumhuriyetinde insanlar diktatörlük için: “Her şeye karşın, ülkeye daha önce görülmemiş ölçüde istikrar ve refah getirdi; derler.”
Kitabı okumakta bazen zorlandım. Özellikle gerçek olaylar üzerine yazıldığı için beni çok etkiledi. Sorgulamayan bir toplum bu gibi diktatörler tarafından sömürülmeye mahkumdur. Şeytanın öldürülmesine rağmen, hiç kimse ne yapacağını bilmiyor. 
Burada Trujillo’yu baba figürü olarak da görebiliriz. Çocuklar babadan şikayetçi ama onu yok ettikten sonra bile “sözde demokrasi” ile yönetildiklerinin farkında değiller. Çünkü daha iyisini bilmiyorlar ve bunu yapmak için de sorumluluk almaları gerektiği için ellerini taşın altına koymak istemiyorlar. Topluma katkıda bulunmak için yeteneklerimiz çerçevesinde sorumluk alır ve her şeyi sorgulayıp benimsersek hiçbir diktatör bizi yönetemez. Ama kendi rahatımız için bunlardan feragat edersek sonuçlarına hem biz hem de çocuklarımız katlanmak zorunda kalır. Tavsiye ederim.

 “Edebiyat cehalet, ideolojiler, dinler, diller ve ahmaklığın kadınlarla erkekler arasında diktiği sınırları gölgede bırakır.”
“Propaganda dişlileri arasında ezilerek, bilgi yokluğunda zorla kafalarına sokulan öğretilerle aptallaştırılmış yalnızlığa mahkum edilmiş korku ve kölelikle özgür iradesi yok edilmiş milyonlarca insan Trujillo’yu tanrılaştırmıştı.”
“İnanmak gerek. Ateist olmak mümkün değil. Bizim dünyamız gibi bir dünyada bu imkânsız. Eğer insan kamu hizmetindeyse ve politikacıysa inanmamazlık edemez, hayır olamaz.”

                                        Sevgilerle,@kitapdiari

MY REVIEW

Mario Vargas Llosa: novelist, storyteller, essayist, playwright, art and literary critic and politician. The novel consists of three intertwined stories that are tightly woven together. The first consists of Urania Cabral (the only roman creature ”of the novel), the second is Trujillo and its environs, and the third is the narrative of those who assassinated Trujillo. In doing so, the author presents Trujillo's power from different perspectives with these three stories. 

As for the name of the book: Trujillo massacred 20,000 black people who could not pronounce the letter “r inde in the word“ Perejil”(Spanish parsley). The author refers to this massacre and thousands of other murders. Trujillo period, " The Feast of the Goat ",he says. 
With this book, the author has conveyed the magic and evil of power very well. The “ The Feast of the Goat" is called the dictatorship concept. But it is a work that questions not only dictatorship and dictatorship but also people's attitudes towards dictatorship and dictatorship. For the dictatorship in the Dominican Republic people said: Nevertheless, it brought stability and prosperity to the country to an unprecedented extent;they say. 
Sometimes I had trouble reading the book. I was particularly impressed by the fact that it was written about real events. An unquestioned society is condemned to be exploited by such dictators. Despite the demon's murder, no one knows what to do.
Here we can also see Trujillo as a father figure. The children complain about the father, but even after destroying it, they are unaware that they are governed by “so-called democracy demokrasi. Because they don't know better and they don't want to put their hands under the stone because they need to take responsibility for doing this. No dictator can rule us if we take responsibility for our ability to contribute to society and question and adopt everything. But if we waive them for our own comfort, both we and our children will have to bear the consequences. I advise.

“Literature outshines the boundaries of ignorance, ideologies, religions, languages and foolishness between men and women.”
"Millions of people who had been trampled between the teeth of the propaganda, forced into their heads in the absence of knowledge, doomed to loneliness, condemned to loneliness, fear and slavery, had deified Trujillo. ”
"Need to believe. It's not possible to be an atheist. This is impossible in a world like ours. If a person is in the public service and a politician, he cannot disbelieve, no.”

                                               Sincerely, @kitapdiari

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim