Tommaso Campanella : Güneş Ülkesi


TANITIM:Yapıtları en az on cilt tutan Campanella'nın uzun süren yaşamı tam bir özgürlük mücadelesidir. İtalyanca olarak kaleme aldığı Güneş Ülkesi, yaşamını adadığı "özgürlük" düşüncesinin ve otoriteye karşı boyun eğmezliğinin simgesi gibidir. Bu büyük yapıt, ona ilk kez yaklaşanlar için ilerlemekte tereddüt edilecek büyük ve gür bir orman ya da bir labirent havası verir. Aynı zamanda 30 yıllık hapislik hayatının yarattığı öfkeyle birlikte Campanella'nın ateşli ruhundan yayılan bir çığlık; insanları cehalet uykusundan uyandıran ve kederli dünyalarından çıkmaya çağıran bir çan sesi gibidir. 


Güneş Ülkesi, adaletsizliğin bilincinde olan, toprağından sürülmüş, zorunlu ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çekmiş ve bunun acısını taşımış bir insanın, adil ve dayanışmacı, baskı ve sefaletten arınmış bir toplum düşünün somutlaştırıldığı bir ideal kent tasarımıdır. Mutlu bir cumhuriyetin betimlemesi olan bu küçük kitap, 17. yüzyılda Fransa'da ve Almanya'da konuşulup tartışılmış; 19. yüzyılda pozitivistler ve sosyalistler arasında yayılmıştır. Avrupa tarihine ve kültürüne karşı aldığı mesafe ve ele aldığı ekonomik kolektivizmin yanı sıra üslubu ve doğallığıyla da dikkat çekmiştir.


                                        YORUMUM

Tommaso Campanella fakir bir ailede doğmuş ama öğrenme aşkı buna engel olmamıştır. Hayatına rahip olarak devam etmiş çünkü sadece bu yolla kitaplara veya bilgiye ulaşabilmiştir. Ömrü boyunca bir sürü kitap, şiir, araştırmalar yazmış. Düşüncelerini çekinmeden açıklamış o yüzden devamlı hapis yatmış.
Onun çalışmaları için insanlığı cehalet uykusundan ve kederli durumundan uyandırma çanı denilebilir. Mezarı üzerinde "non tacebo" yani "susmayacağım" yazılıdır.
Kitabın başlangıcında onun hayat hikayesini, sonra kitabın detayları üzerine duruluyor ve en sonunda "Güneş Ülkesi"hikayesi yer alıyor.
Burası bir ada ve Yunan kent devlete benzemektedir. Her tür mülkiyet kaldırılmış,  olduğu gibi aile de yoktur; tüm yurttaşlar devletle özdeş tek bir komün (topluluk) olarak yaşarlar.
Kitap 1602' de İspanyol egemenliğindeki Napoli 'de yazılmıştır.
Bu ütopik hikaye daha sonra özellikle sosyalistlerin  çok dikkatini çekmiştir.

                                                                  Sevgilerle, Aygül Demir

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim