Nermin Bezmen : Shura (4.Kitap)


TANITIM:Yirmi Dört Yıl Sonra... Paris 1924-1926...
Bitmeyen Aşkın Romanı...

Shura... Onu, 1916'nın Çarlık Rusyası'nda aristokrat, debdebeli yaşamın içinde, Kurt Seyit'le yaşadığı büyük aşkla tanımıştınız. 

Gencecik yaşına, sakin, uysal tabiatına rağmen, Seyit'e aşkına sahip çıkmasını ve onunla Aluşta kıyılarından, Bolşevik kurşunları altında kaçarken ve İstanbul'da yeniden yaşamlarını kurarken gösterdiği cesareti inanılmaz bulmuş, İstanbul'da yaşama tutunma çabasının yorgunluğu ve hasretlerin tuzağında Seyit'ten ayrılmak zorunda kalmasına isyan etmiştiniz.

Şimdi 1924'te yine denizlere açılıp, bu defa başka bir erkekle gittiği Paris'in yokluk, varlık, şöhret, eşcinsellik ve serbest aşkı kucaklayan avangard yaşamında Alice deLamar, Gertrude Stein, İvan Bunin, Gaito Gazdanov, Pablo Picasso, Stravinsky, Rasputin'in katili Prens Felix Yusupov gibi kişiliklerle aynı çevredeki enteresan hayatına tanık olacaksınız. Shura'nın komünist Rusya'da kalan ailesini kurtarmak için verdiği riskli mücadeleyi, yeni acılarını, sevgilerini, onunla beraber umutlanarak, hüzünlenerek yaşayacak ve ona bir kez daha hayran kalacaksınız. 

Shura'nın, İstanbul'da kendi medcezirlerinde debelenen Kurt Seyit'le karşılıklı özlemlerinin yanı sıra, gerçek aşkı ve kendine vatan olacak ülkeyi arayışındaki hikâyesi sürüyor.

                                                    YORUMUM

Bu sefer Nermin Bezmen dedesinin ilk aşkı Şura hakkında yazmış.
Şura İstanbul'dan ayrılıp Paris'e yerleşiyor. Okurken çok zorlandım. Bu göç hikayesi her zaman beni hüzünlendiriyor. Geçmişteki hatıralar bavula sığmıyor ve sanki bir şeyleri geride bırakmışsın hissi seni bırakmıyor. Özellikle de orada kalsaydım acaba hayatım nasıl olurdu sorusu aklına ara sıra geliyor. Mutsuz değilsin ama kökün tam olarak geldiğin bu topraklara yerleşemiyor.
Seyit'e üzüldüm, eğer Şura ile Paris'e gelseydi bu kültürlü insanlar arasında hayatları nasıl olacaktı. Seyit'e çok kızgınım ve acımdan geçemiyorum. 
Şura'nın yaşadığı çevre inanılmaz. Yine de yapayalnız. Tek başına ayakta kalma çabası ve herkese kol kanat germesi hayranlık verici.
Rasputi'in hayatını okuyacaksınız.
Yazar, Bolşevikleri kınıyor ve Beyaz Rusların yani zengin tabakanın düştüğü duruma acıyor. Ama unutmamalı ki her devrim kanla gerçekleşir. Burada Bolşeviklerin yaptığı yanlışlıkları savunmayacağım ama unutmayalım ki orada feodal sistem vardı ve köylüler bizim ağalara çalışıyor gibi çalışıyor  ve hiç bir şey sahip değillerdi. Bolşevikler işçi sınıfını desteklediler ama savundukları idealleri yerine Parti Burjuvazisini yarattılar. Aynı zamanda herkese fırsat eşitliği sağlandı. Yetenekler devlet tarafından destek gördü yani sadece ayrıcalıklı ailelerin çocukları değil.  
Tavsiye ediyorum

                                                                      Sevgilerle, Aygül Demir

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim