Ahmet Altan: İçimizde Bir Yer / A Place Somewhere In Us


TANITIM: Bu söylediğimin doğru olup olmadığından hiç emin değilim ama bana öyle geliyor ki sanki hepimiz, içimizde bir başkası için ayrılmış bir yerle doğuyoruz. Bir parçası kayıp bir bulmaca gibi... Hayatımızın önemli bölümünü garip bir eksiklik duygusu ile geçirmemiz, bazı sabahlar anlaşılmaz sıkıntılarla uyanmamız, bazen isimsiz umutlarla neşelenmemiz, sanırım o boşluğun içimizde yarattığı girdaptan kaynaklanıyor, Karşılaştığımız her kadına ve erkeğe, belki de hiç farkında olmadan, girinti çıkıntıları o boşluğun kesiklerine uyacak mı diye bakıyoruz. Elinde Cinderella'nın ayakkabısıyla dolaşan biri var sanki içimizde, herkese, "Acaba ayakkabının sahibi bu mu?" diye bakıyor. Tam olarak neyi ve kimi aradığımızı bilmiyoruz. Bize öğretilen bilgilerden yola çıkarak aradığımız insanla ilgili birçok olumlu özellik sıralıyoruz ama genellikle söylediklerimiz gerçeğe çok uymuyor. Sonra birden birisi hayatımıza giriveriyor. Onun sahip olduğu bir şey, belki kokusu, belki dokunuşu, belki gülüşü, belki zekâsı, belki hayata bakış tarzı, belki zevki, belki aldırmazlığı, belki ihtirası, belki de kötülüğü, içimizdeki boşluğun bütün girinti çıkıntılarını dolduruyor. İlk düşündüğümüz, onunla mutlu ve huzurlu olacağımız. İçimizdeki boşluğun ancak "iyi şeylere" sahip biri tarafından doldurulabileceğini sanıyoruz. Ama gerçek, her zaman böyle değil.
                                          

                                             YORUMUM

Kitabı okurken bir yalnızlaşma hissediyor insan. Yazar hayatı farklı bir pencereden sorgulamakta ve tespitlerde bulunmakta. Farklı konularda düşüncelerini ifade ediyor . Bazen okurken ben de düşüncelere daldım ve bazı tespitlerini ilginç buldum. 

"Kendi arzusuyla dövüşen sabrın yarattığı muhteşem hayal gücüydü dokunulmamış hazzı her an biraz daha büyütüp çoğaltan."
"Hayat, tanrının gördüğü bir rüya mı yalnızca?"
"Geçmiş bize, geleceğe bakmayı ve sislerin arasından görmeyi öğretiyordu."
"Birini bu kadar değerli bulduğunda, o acı çekerken eğlenemezsin; o, hayatının en önemli dönemeçlerini geçmeye çalışırken başını çeviremezsin, böyle davranmak içinden gelmez; bunu yapmamak gerektiğini bildiğinden değil, başka türlüsünü beceremediğinden öyle davranırsın."
"Değerini bilmediğimiz her an bizi bir başka hayatı yaşamaya mahkum eder."
"Zaman her şeye rağmen doğaya ve alışkanlıklara uygun bir biçimde değiştiriyordu insanı, kaybolan kadın uzun bir sürede usulca kayboluyordu kendi içinde."
"Kaybolmalı bazen insan.
Kendi tenhalığına çekilmeli.
O ıssız karmaşanın içinde gizlice yeniden çoğalmalı, nadasa bırakılmış bir toprak gibi kendi karanlığında bereketlenmeli."

                                                            Sevgilerle,Aygül Demir


                                         MY REVIEW


A book makes me feel lonely while reading. The author is questioning life in a different window and making some  conclusions. He expresses his thoughts on different issues. Sometimes when I was reading I found myself deeply in the thoughts and I found some of the  conclusions interesting. 

"It was a wonderful imagination that created patience in fighting for his own sake, the untouched pleasure growing and multiplying a little more at any moment."
"Is life only a dream that God sees?"
"The past taught us to look into the future and see through the fog."
"When you find someone so valuable, you can not have fun while he's suffering, you can not turn your head while  he is trying to cross the most important turning points of his life, it does not come to act like that; not that I know I should not do it but you act like you can not manage in another  way. "
"Any time we do not know the value of the moment , it will condemn us to another life."
"In spite of all things, the human being changed in a way that conformed to nature and habits, in the long time the lost woman disappeared softly in herself.
"Sometimes human must disappear.
It must be drawn to its own wilds.
He must reproduce secretly in his  deserted complex , like a land that has been abandoned, must be blessed in its own darkness. "

                                                                                                                                                                                   Sincerely, Aygül Demir

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim