Art Spiegelman: Maus / The Complete Maus


TANITIM: 1948 Stockholm doğumlu ünlü çizer Art Spiegelman, Polonya gettolarından sağ kurtulabilen bir babanın oğlu. Halen New York'ta yaşayan Spiegelman Maus'da, babasının 'Ölüm Kampları'nda, 1939-1945 yılları arasında bir Yahudi olarak yaşadığı kabus dolu günleri, 'kedi'nin (Nazi) 'fare'yi-maus (Yahudi) kovalamasına benzettiği güçlü çizgileriyle bizlere aktarıyor. 'Maus' aynı zamanda başka bir kovalamacanın; babasının anılarını adeta bir kerpetenle sökercesine dinleyen ve kendi belleğini beslemeye yani hatırlama buyruğuna uymaya çalışan oğlun da hikayesi.. 


"Soykırım hakkında şimdiye kadar yapılmış en etkileyici ve başarılı anlatım." 

-Wall Street Journal- 


"Sessiz bir zafer, sürükleyici ve sade - tam olarak anlatmak imkansız, çizgi roman dışında herhangi bir ortamda yakalanması imkansız." 

-Washington Post- 


"Basit çizgilerle anlatılan büyük destan." 

-New York Times-


"Etkisinde uzun süre kalınacak bir sanat eseri." 

-Boston Globe- 





                                                                                             YORUMUM

"Maus",Bambu Kültür Evi' nde okuduğumuz ikinci grafik roman örneği. Bu tarz romanlar, bildiğimiz çizgi romanlardan çok daha ciddi ve saygın sayılır. Resimlerle size olaylar anlatıldığı için sanki hayal gücüne pek yer yok çünkü betimleme yok. Romanın içeriği çok ağır, o yüzden bu tarz konularda okumakta zorlanan olan varsa bu kitap faydalı olabilir. II. Dünya Savaşı ve Yahudilerin yaşadığı zulmü, birinci ağızdan okumuş olacaksınız. Tematik bütünlüğü olan bir kitap. 
Kişileştirme yapmak için hayvanlar seçilmiş. Yahudiler fare çünkü Mickey Mouse'un yaratıcısı Donald Disney bir Yahudi. İsviçreliler geyik, bana göre bunun nedeni tarafsız olduklarının yanısıra, belki de ürkek de olmaları. Polonyalılar domuz çünkü her şeyi sindirebilmişler. Yahudilere yapılanların yanlış olduğunu bildikleri halde görmezden gelmişler ve hatta Naziler için çalışmışlar. Çingeneler güve,bunun nedenini siz de tahmin edersiniz.
Yazar, Arti, babasının II. Dünya Savaşı'nda yaşadıklarını anlatıyor. Ama ara sıra şimdiki zamandan da kesitlere şahit oluyoruz. Vladek zor bir insan. Arti de babasının davranışlarını onaylamıyor. Savaştan sağ çıkmış olsa da Vladek 'in davranışlarında travmaların izleri görülüyor. Arti de bu travmalardan nasibini almış, sonuçta soykırımda hayatta kalabilmiş bir ailenin çocuğu. Annesinin aksine, babası hayatta sımsıkı tutunmuş durumda. Sanki ölenlere karşı yaşamayı kendisini borçlu biliyor. Bence güzel bir kitap. Tavsiye ederim.

                                                                               Sevgilerle, Aygül Demir

   
                                                                                           MY REVIEW

"Maus" is the second graphic novel example we read about at  the Bamboo Culture House. Such novels are considered much more serious and respectable than comics we know. Since the pictures tell you about the events, there is not much room for imagination because there is no description. The content of the novel is very heavy, so if it is difficult to read on such topics, this book may be useful. You will have read the World War II and the persecution of the Jews. A book with thematic integrity. 
The animals were selected to personify. The Jews are mice because Donald Disney, a creator of Mickey Mouse, is a Jew. The Swiss are deer because for me it is because they are impartial, also maybe they are timid. The Poles are pigs because they can digest everything. They ignored it when they knew that what was done to the Jews was wrong and even worked for the Nazis. Gypsies are moths, you guess the reason. 
The author, Arti, tells us what his father get through in World War II. But occasionally we are witnessing cross-sections from nowadays. Vladek is a difficult person. Arti does not approve his father's behavior. Although he survived the war, traces of tragedy are seen in Vladek's behavior. Arti is victim of this trauma ,after all he was a child of a family who survived a genocide. Unlike his mother, his father is holding on to his life. He thinks he owes life to the deads. I think it's a good book. I advise you.

                                                                         Sincerely, Aygül Demir

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim