Faruk Duman : İncir Tarihi


TANITIM:

Görüp geçirdiğim olayları anlatmaya başlamamın, öyleyse, tek ve ikincil nedeni, bir kere, kaza eseri de olsa kalemi elime almış olmamdır. Bahanem yok; kendimi, yaşadığım şeylerle tanıdığım kişilerin, hayvanların, bitkilerin, gezip gördüğüm yerlerin, serin duvarlar arasına saklanmış iç açıcı odaların, birbirinden güzel kadınlarla bunların olağanüstü memeleriyle kalçalarının, Allahın belası bir hançerin, bu hançer tarafından kesilerek öksüz bırakılmış kolumun, bu kesik avucumda aylarca saklamayı başarabildiğim yüzüğün, leyleklerin, tilkilerin, fillerin, kaplanların ve bu kaplanlarla kutsal aslanlar üzerinde seyahat eden başka seyyahların, kitapların, bu kitapları okuyarak deliren acayip dervişlerin ve bütün bunları oturup yazmaya çalışan Zeyrek adlı bir kişinin bahanesi sayıyorum.

Faruk Duman'dan, büyülü bir âleme kışkırtıcı bir yolculuk.




YORUMUM

Masalsı bir roman. Osmanlı döneminde geçiyor. Bu yazardan okuduğum ilk kitap. Bir sürü sembol var. Kitabı okurken büyükannemin sobanın başında anlattığı hikayelerine benzettim. O da tam hikaye anlatırken başka hikaye geçiyordu. Anlattığı hikaye ile bağlantısı olduğunu zannediyordum ama yoktu. Bu kitapta da böyle bir hisse kapıldım. Başlangıçta okumakta zorlandım ama sonra daha akıcı hale geliyor. Temelde, bir oğlanın cinsel yönden kendini bulma hikayesi. Zeyrek'in yanında arkadaşı Ümmik ve onun sincabı Tas var. "Ümmik", cahil anlamına geliyormuş. Bana göre, o Zeyrek'in cahilliğini temsil ediyor. Zapt edilemeyen hançer de onun "kamış"'ını temsil ediyor. Nihayet, yeniden dirildikten sonra onu bir kılıfa koyabiliyor. Burada onun artık olgunlaştığını görüyoruz. Nihayet sevdiği kadına layık birisi oluyor.
İncir Tarihi'ne gelince yine bir anlamda cinselliğe gönderme yapılmış. Adem ile Havva'nın önünde de incir yaprağı varmış. İncirin çekirdekleri spermlere benziyor. Kitabı ilginç buldum. Tavsiye ederim.   

"Sis, her şeyden önce, bizim ezeli bilgisizliğimizin bir göstergesidir."
"Aylar geçtikçe de acı yavaş küllenmiş. Hiçbir acı sonsuza dek sürmeyerek doğanın kuralı bu imiş."
"Sonunda, yaşamımızın amacı budur: Yola çıkmak ve ne biçimde olursa olsun, geri dönebilmek."

                                       Sevgilerle, @kitapdiari

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim