Georges Perec: Kayboluş


KayboluşTANITIM:

Birinci mucize:
Georges Perec, Fransızcanın en çok kullanılan sesli harfi olan "e"yi kullanmadan bir roman yazdı: La disparition.


İkinci mucize:
Cemal Yardımcı, bu romanı "e" harfini kullanmadan Türkçeleştirdi: Kayboluş.

Kayboluş, ilk yayımlandığı 1969 yılından bu yana kısıtlamanın kaçınılmaz olarak yoksullaştırdığı kuru bir anlatı olarak karşılanmadı hiç! Dil oyunları, çağrışımları, konusunu baş kahraman yapan kurgusuyla bir yazınsal başyapıt; doludizgin hayal gücü, insafsız mizah duygusuyla bir solukta okunacak bir roman olarak kabul gördü.
İkinci Dünya Savaşı'nı, anasının, babasının kayboluşuna tanık olan bir çocuk olarak yaşayan yazar, hayatına damgasını vuran boşluğu bu olağanüstü romanında bir harfi ortadan kaldırarak yansıtır. Ama daima yaptığı gibi, hüznünü coşkulu bir mizahla sarıp sarmalayarak, acı olanı gülünç, anlamsız olanı kurgusal kılarak, sıkıntılarından oyunlar çıkararak açığa vurur bu boşluğu. Bu paradoksal yaklaşım baştan sona romana sinmiştir. Bir açıdan has yazından yana olanların tad alacağı bir yazınsal oyundur bu yapıt, bir başka açıdan hoş bir fantastik komplo öyküsüdür. Bir bakıma bir tür "roman-karşıtı" romandır.

Kayboluş, orijinal çılgınlığa layık, aslına aşağı yukarı sözcük sözcük sadık bir uyarlamayla bu topraklarda, Ayrıntı Yayınları'nda.

"Bu kitapta canalıcı ortak noktaya sahip sayısız sözcük kullanılamamıştır: Kayboluş'da, 'altıncı harfin' romana hiç sızmayacağı bir yapı kurmuştur yazar. Büyük paradoks: Çok sık karşılaşılan bir harfin asla okur karşısına çıkmayacağı bir roman yazmaya soyunan yazarın adında dört posta o harfin bulunması. Daha büyük paradoks: İnanılması güç bir ön kuraldan yola çıkmış olmasına karşın, romancının son yarım yüzyılın başyapıtlarından birini yaratması. Kayboluş, harfin sayıyla çarpıştığı, sıfırla sonsuzun birbirini hırpaladığı bir yazı okulunun, Oulipo'nun doruk noktalarından biri. Kayboluş lirik, akıl dolu, hinoğluhin bir roman."



YORUMUM


Yazarın hiç “E” kullanmadan yazdığı bu kitabı çevirmen Cemal Yardımcı da hiç “E” kullanmadan çevirmiş.
Kitabın ismine gelirsek, yazarın annesinin Yahudi soykırımında kayboluşunu temsil ettiğini düşünülüyor. Kitap “Li program” tekniği ile yazılmış (bir harfi hiç kullanmadan yazmak). Baya korkutucu değil mi? Benim için bazen 29 harf yetmezken…
Kitap tam anlamıyla efsaneler, roman kahramanları, tarihi kişiler ve olaylarla çevrili bir kayboluşun hikayesi. 29 bölümden oluşuyor yani alfabedeki harf sayısına göre. 6.Bölüm boş çünkü “E” harfi kayıp.
Yazar, Türk kültürünü biliyor ve hikayenin bazı kısımları Ankara’da geçmesi benim için güzel bir sürpriz oldu. Kaygusuz Abdal, Pir Sultan, Yunus, Köroğlu, Şah İsmail, Vatan şairi Namık, Nazım’dan örnekler görmek güzeldi.
Okurken, zaman zaman kurgunun içinde kayboldum ve yeniden yolu bulmakta zorlandım. Kitabı yarıladıktan sonra ivme kazandı ve kolay bir şekilde bitirdim. Her bölüm başında ipucu niyetinde bir cümle verilmesi hikayede neye odaklanmam konusunda kılavuz oldu. Anton Ssliharf’in soyadına “e” eklenince “sesli harf”e dönüşmesi ilginizi çekebilir.
Beni zorlayan bir kitap oldu. Şiirler, harfler, sayılar, bulmacalar, varisler ve cinayetler kitabı elinizden bırakmamanızı sağlıyor. Belki de bu kitabı okumak için daha hazır değildim. Ama ilerideki bir zamanda yeniden okuyacağım kesin görünüyor.

“Karşılaştığı insanlar ona bir iş, bir barınak, bir ufuk sunup yaşadığı başkalaşıma katkıda bulunuyormuş."
“Ak bir boşluğun arkası karanlıkla doludur. Yazılanı anlamıyorsan yazılmayana bak.”
“Türk üst kimliğini sindirim açısından başat bir bağlantı noktası oluşturan, o buralara has tarz, o buram buram mahalli koku içimi ısıtmıştı.”

                                                    Sevgilerle, @kitapdiari

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim