Ayla Kutlu: Yedinci Bayrak , Urumeli'den İzmir'e


Yedinci BayrakTANITIM:

Saraybosna'dan İzmir'e… Yedi göç, yedi bayrak… Kıyım, kırım, korku…

Açlık, umutsuzluk, çaresizlik… Gerçek tarih belki de hiç bu kadar güzel anlatılmamıştır.



Ayla Kutlu, Osmanlı'nın Balkanlar'da kurduğu vatanın gitgide büyüyen parçalar halinde yitirilmeye başladığı dönemi; göç ve göçmenlik üzerinden; "gurbet" duygusunun yoğunluğunda anlatıyor.



Romanın merkezinde; çocukluktan yaşlılığa tüm yaşamına tanıklık ettiğimiz Hasret'in göçmenliğin aşamalarıyla günden güne güçlenen karakteri var. "O, ardında hiç sözünü edemediği, kırılmış yaşamlar, mezarlar bırakmanın acısına katlanır: Tek umudu, dalgalanan bir bayrak altında özgür ve güvenli bir vatana ulaşmaktır."




YORUMUM

Ayla Kutlu'dan okuduğum ilk kitap. Bir söyleşi sayesinde kendisini dinleme fırsatım oldu. Kendisiyle barışık ve yüksek bir bilgi birikimine sahip olmasına rağmen kendini geliştirmeye devam eden bir yazar.
Kitabı okurken dip notlarına baktım. Roman olmasına rağmen her bilginin dip notu var. Coğrafi ve tarihi gerçekler konusunda titizlikle çalışılmış. 
Bir kadının, sevdiklerini yabancı topraklarda bırakarak, vatanın bayrağın altında yaşamak uğruna bütün imkansızlıklara meydan okuyor. Benim de göç hikayem olduğu için bu roman daha da ilgimi çekti. 
Osmanlı Devleti'nin yıkılışını bazı azınlıklar öç almak için fırsat olarak görseler de bütün halklar için aynısını söyleyemeyiz. Her ne kadar farklı milletlerden ve dinlerden olsalar da yıllarca komşuluk yapıldığı için insan olmanın nasıl bir şey olduğunu da romanda görüyoruz. Yaşanan olaylar objektif bir şekilde anlatılmış. Bu zorlu yolculukta Hasret'in gücünden çok etkilendim. İsmine yaraşır bir hikayesi oldu. Her ne kadar özlemini çektiği vatanına kavuşuyor ise de geride bıraktıkları için hasret içinde kaldı.
Kitabı elimden bırakamadım. Balkan türküleri dikkatinizi çekecektir. Tavsiye ederim.

"Zaman yoktu, dünya yoktu, sevgi yoktu. Hastalık, zulüm, suçlama... Onlar vardı yalnızca. En kötüsü, bağışlama yoktu."
"Göçmen olmak, yaşadığın yerden kopamamakla, yaşayacağın yeri tanıyamamaktan oluşan zihin bulanıklığıydı."
"Bayrağın değeri kumaşından ipliğinden gelmez. O, bizim ona gösterdiğimiz saygıyla kıymet kazanır. Bayrağa baktığında yalnız rengini, ayını yıldızını değil, onu var eden milyonlarca insanın yüreğini görmelisin."

                                  Sevgilerle,@kitapdiari

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim