Ursula K. Le Guin: Karanlığın Sol Eli
TANITIM:
“Bilimkurgu”nun en önemli iki ödülü olan Hugo ve Nebula’yı kazanarak kısa zamanda türünün klasikleri arasına giren Karanlığın Sol Eli, dünyamıza çok benzeyen Kış adlı bir gezegende geçmektedir. Bu gezegende, yılın en sıcak zamanlarında bile yarı-kutup iklimi yaşanmaktadır ve tüm sakinleri çift cinsiyetlidir (androjen). Cinsel kimliğin bir statü ya da güç aracı olarak kullanılmadığı bu gezegende, kişiler yılın belli bir döneminde o anki hormonal durumlarına göre erkek ya da kadın olmaktadırlar.
Öyle ki, birkaç çocuk doğurmuş bir anne daha sonra başka çocukların babası olabilmektedir. “Arkadaşlık” ve “sevgililik” arasındaki “boşluk” anlamsızlaşmış; insan düşüncesini belirleyen düalizm eğilimi azalmış; insanlığın güçlü/zayıf, koruyucu/korunan, hükmeden/hükmedilen, sahip olan/sahip olunan gibi ikiliklerini oluşturan temeller zayıflamıştır. Cehaletin, şimdinin, mevcudiyetin ilerlemeden daha gözde olduğu bir gezegendir Kış. Bir gün Kış’a uzaydan bir erkek elçi gelir ve onların da katılmasını istediği bir gezegenler birliğinden söz eder... Elçinin gelişiyle birlikte yerli ile yabancı, erkek ile dişi, benzerlik ve benzemezlik, parça ile bütün arasındaki ilişki ve çelişkiler insanlardaki karşılıklarını bulup yaşamaya başlar...
Kitabı elimden bırakamadım. Yazar, günümüzdeki en önemli konulardan olan cinsiyetçiliğin üzerine durmuş. Cinsel ayrımcılıklar ve baskı olmasa toplum nasıl olurdu sorularına cevap aramış. Özellikle de bir erkeğin gözüyle anlatması daha da anlamlı olmuş.
Hiçbir zaman yaz gelmeyecek olan bir gezegende ilişkilerin frekansı çok farklı oluyor. Her ne kadar kral olsa da tam olarak toplumun mutlak otorite sağlayamıyor çünkü toplumu kontrol etmesi zor. Birbirlerine muhtaçlar ve yaşamak için birbirlerini tolere etmek zorundalar. Burada da politikanın inceliklerini görüyoruz ama daha yavaş uygulanıyor çünkü hayat yavaş akıyor. Rekabet olmadığı için teknolojik gelişmeler de çok yavaş. Aile ilişkileri de çok farklı. Bana, Platon'un 'Devlet' kitabındaki düşüncelerini yansıtmış gibi geldi.
Uzaydan gelen elçi kendi dünyası ile burayı kıyaslıyor ve biz de onun penceresinden yaşadığımız toplumu farklı bir perspektiften görmüş oluyoruz. Okumanızı tavsiye ediyorum. Ursula K. Le Guin'in şimdiye kadar okuduğum en iyi kitabı.
"Seferberlik yetisinden yoksundular. Bu bakımdan hayvanlar gibi davranıyorlardı. Ya da kadınlar gibi. Erkekler veya karıncalar gibi hareket edemiyorlardı."
"Bir insan sadece insan olarak dikkate alınır ve değerlendirilir, ürkütücü bir deneyim bu."
"Yin ve Yang. Işık karanlığın sol elidir... devamı nasıldı? Işık, karanlık. Korku, cesaret. Soğuk, sıcak. Dişi, erkek. Bu sensin, Therem. Hepsi ve biri. Karın üzerinde bir gölge."
Sevgilerle,@kitapdiari
Bu kitap okuma listemde. İnşallah yakın zamanda okuyabilirim:)
YanıtlaSil“Hainli Döngüsü” Sekiz romandan ve birçok öyküden oluşan bir dünya. Bu serinin kitaplarını şöyle özetleyebiliriz: Rocannon’un Dünyası / İng. Rocannon’s World, 1966 (Metis Yayınları)
YanıtlaSilSürgün Gezegeni / İng. Planet of Exile, 1966 (İthaki Yayınları)
Hayaller Şehri – Yanılsamalar Kenti / İng. City of lllusions, 1967 (İmge Kitabevi)
Karanlığın Sol Eli / İng. The Left Hand of Darkness, 1969 (Ayrıntı Yayınları)
Mülksüzler / İng. The Dispossessed, 1974 (Metis Yayınları)
Dünyaya Orman Denir / İng. The Word for World is Forest, 1972 (Metis Yayınları)
Bağışlanmanın Dört Yolu / İng. Four Ways to Forgiveness, 1995 (Metis Yayınları)
Anlatış / İng. The Telling, 2000 (İthaki Yayınları)