Amin Maalouf : Uygarlıkların Batışı


TANITIM:

Uygarlıkların Batışı, doğup büyüdüğü Lübnan’ın çokkültürlülüğünden beslenen ve bunun önemini her zaman dile getiren Amin Maalouf’un Ölümcül Kimlikler ve Çivisi Çıkmış Dünya ile başladığı düşünce serüveninde en karamsar durak. Buzdağını gördüğü halde ilerlemeye devam eden insanlık gemisi için bir taziye.

Her ne kadar hâlâ süper güç olarak anılsa da ahlaki inandırıcılığını kaybetmekte olan Amerika; çağımızın en umut verici projelerinden biri olarak sınırları kaldırmayı amaçlayan, ancak bugün parçalanmanın eşiğine gelmiş Avrupa Birliği; umutsuzluğa kapılmış ve herkesin kendisinden nefret ettiği yanılsaması içinde dünyaya sırt çeviren Arap-Müslüman âlemi; yeni süper güç olma yolunda silahlanma da dahil her alanda büyük adımlarla birbirleriyle yarışan Çin, Hindistan, Rusya...

Ve çağımızın yaşadığı muazzam teknolojik ilerlemenin büyüsü ardına saklanmış iklim felaketleri, etnik düşmanlıklar, kaybolmuş özgürlük hayali ve pusulasını yitirmiş insanlık.


YORUMUM


Yazar, kendi yaşam hikayesi ile birlikte bir gazeteci gözüyle Ortadoğu'daki gelişen olaylara ışık tutmuş. Ailesinin bir ayağı Lübnan'da diğeri Mısır'da. Arap dünyasını, Doğu Akdeniz ülkelerdeki yakın tarihte yaşananları bir de kendi açısından anlatıyor. Yıllar geçtikten sonra her şeyin nasıl başladığını ve Arap dünyasının geldiği noktanın nedenleri üzerine duruyor. Milliyetçilik ve komünizm daha ön plandayken, kapitalist güçlerin oyunuyla İslam Radikallerin yükselişini daha farklı bir açıdan anlatmış. Ülkeler üzerinden oynanan oyunları gördükçe yurdumdaki gelişen talihsizlikleri de fark edemeden geçemiyorsun. Sonuçta "Biz" olma çabası devam ederken bizi "öteki" algısıyla bölme çabalarının nasıl meyve verdiğini görüyoruz. Tavsiye ederim.


"Mısır'ın reisini sadece ailemin başına gelmiş bir bela olarak görmekte ısrar etseydim, kendi küçük çıkarlarımızı evrensel ilkelerin üzerine koymuş gibi hissederdim kendimi."

"Doğduğum bölgenin son yüz yıllık tarihini aklımdan geçirdiğimde, marksist esinli siyasal hareketlerin Müslümanları, Yahudileri ve çeşitli mezheplerden Hırıstiyanları bir süreliğine yan yana getirebilen yegane hareketler olduklarını görüyorum."

"Günümüzde yaşanan faciaların mekanizmalarını hiç kimsenin denetleyediği bir çarkın işleyişinin sonucu olduğunu, zenginiyle yoksuluyla, güçlüsüyle zayıfıyla, yönetenleriyle yönetilenleriyle, isteyelim veya istemeyelim, aidiyetlerimiz, kökenlerimiz veya kanaatlerimiz ne olursa olsun, hepimizin bu çarkın içine sürüklendiğini hiç aklımızdan çıkarmamalıyız."


                                      Sevgilerle,@kitapdiari

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim