Robert Silverberg: Cam Kule
TANITIM:
İnsanı insan yapan nedir? Bir rahim yerine tankta doğmak dışında insanlardan farkı olmayan androidler insan olarak görülebilir mi? Bir insan 23. yüzyılda nasıl Tanrı'ya dönüşür, özellikle Tanrı olduğunun farkında değilse?
Robert Silverberg çok katmanlı romanı Cam Kule'de, tüm servetini, hırsını, umudunu ve tutkusunu yeryüzünden sonsuzluğa uzanan bir kule dikmeye adayan Simeon Krug'u iki farklı açıdan ele alarak anlatıyor: İnsan Krug ve Tanrı Krug. Androidler aracılığıyla insan hakları ve köleliği bize tekrar düşündürten bu kitap, modern çağ efendiliğinin getirdiği çürümeye karşı bir eleştiri niteliği taşıyor.
Cam Kule, gözü yükseklerde olan insanlığın, çamura saplanma öyküsü…
YORUMUM
2219 yılında androidlerin yaratıcısı, Simeon Krug, tarafından Cam'dan bir kule inşa ediliyor. İnşa edilme nedeni uzaydan gelen bir mesaja cevap verebilmek. Burada yaratma olgusundan incelendiğinde insan Tanrı olarak görülüyor, androidler de kullar olarak lense ediliyor. Aslında yaratıcı olan Simeon Krug yarattıklarının ihtiyaçlarını umursamıyor ve onları sadece meta olarak görüyor. Oysaki onlar ondan sorumluluk almasını, şefkat, özgürlük ve haklar konusunda destek bekliyorlar. Özellikle de sağ kolu olarak çalışan Watchman onu arkadaş olarak görüyor. İsmi de "Seyreden Adam" olarak seçilmesi tesadüf değil. Çünkü, o kendisini diğer androidlerden farklı bir yerde görüyor ve yaratıcısını sorgulamadan izliyor. Onun gözlerini açmasını sağlayan Lilith, başka ilginç bir isim, yavaş yavaş Tanrının gerçek yüzünü görmesini sağlıyor. Aslında, Cam Kule sanki androidlerin yaratıcılarına diktikleri bir abide ve ona olan ümitleri yok olduğunda bu kulenin akıbetine de yansıyor.
Yazar bu kitapla, insanoğlunun Tanrı'dan umudunu kestiğinde nasıl ona dair her şeyi yok ettiğini yansıtmayı başarmış. Bilim- kurgu bir hikaye olmasına rağmen bence yazar, bu romanla insanoğlunun Tanrı ile olan tarihi geçmişini felsefi yönden çok güzel aktarabilmiş. Düşündürücü bir kitaptı.
Sevgilerle,@kitapdiari
Yorumlar
Yorum Gönder