Saray Eminoğlu: Buzlu Pencere Camı

 


TANITIM:

Hayat Atamsın.
Atam beni yaşatansın! 
Hayat nefes.
Hayat ışık. 
Hayat yaşam. 
Hayat sevgili. Hayat umut.
Hayat dün.
Hayat bugün.
Hayat yarın.
Hayat avlu.
Hayat her şeysin.

Hayat her şey; ama hayatta önemli olan anı yaşamaktır.
Yarınsız an, dünsüz bugün olmaz.
Birbirlerine ipek iple bağlı hayatlar.
Hayat devam ediyor, her şeye rağmen
Ne olursa olsun, güzel olan, anı yaşamak.

YORUMUM

STK'dan tanıdığım arkadaşım Saray Eminoğlu çok güzel iki kitap yazmış ve fikrimi de almak için bana da gönderdi. 
Kitap otobiyografik bir yapıya sahip, bu sayede kendisini daha iyi anlama ve tanıma imkanı bulmuş oldum. Kendisi haksızlığa hiç gelemiyor ve sosyal adalet için her yerde canla başla çalışıyor. Bu kitap sayesinde bu adalet duygusunun ailesinden geçtiğini fark ettim.
İlk kitabını hemen bitirdim. Romanı bilinç akışı yoluyla aktarmış. Yazarken Kars şivesini kullanmış. Okuduğum kitaplarda çok fazla buna rastlamıyorum. Ayrıca oradaki günlük yaşantıya dair anılarını da anlatmasıyla Kars yöresine dair insan manzaralarını gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. Bu yüzden bu durum beni gülümsetti. Kitapta ilgimi çeken bilgilerden biri de insanların hayvanlarla iç içe yaşaması. Çünkü Kars'ın soğuğunda hayatta kalmaları için evin sıcağı gerekiyor. Kelimelerin anlamlarını dip notlarla açıklamış. Bence bu değerli bir şey çünkü kelimeler böylece belgelenmiş oluyor. 
Kitap küçük bir kız ve buzlu bir pencere önünde kurduğu hayalleri ile başlıyor. Ablası İpek, sadece on yedi yaşında olmasına rağmen evdeki bütün ev yükünü üstlenmesi beni hüzünlendirdi. Her çocuğun evde yapması gereken bir görevi var ve küçük yaşlarına rağmen bu yükü kaldırabiliyorlar. 
Aslı'nın hayatı Kars depremi sonrası kökünden değişiyor. Ankara'ya taşınıyorlar ve birlik içinde yaşayarak hayata tutunuyorlar. Abisi Kemal ve özellikle yengesi Aylin'e hayran kaldım. O dönemki düşünce yapısına rağmen kız çocuğu demeden, kıt kanat geçinmelerine rağmen, herkese okuma fırsatını veriyorlar. 
Yazar, 1970'lerden günümüze kadar Türkiye'de gelişen sosyo-politik ve ekonomik olayları sıradan insanların ne yaşadıklarını aktarmış. Kendisi aynı zamanda iç dünyasını samimi bir şekilde anlatmış.
Bence betimlemeler çok başarılıydı. Olayları ve mekanları gözümde rahatlıkla canlandırabildim. Sadece karakterleri, bir iki kişi dışında, tanımlaması kısa olmuş. Onlarla ilgili daha çok bilgi ve betimleme okumak isterdim. Ailesindeki fertleri merak ettim. 
Kitabı iki günde bitirdim. Kah üzüldüm kah güldüm. Yorumlarken objektif olmaya çalıştım. Şimdi ikinci kitaba başlıyorum. Tavsiye ederim.

"Köyümde ilkbaharda açan tüm çiçekleri renklerine göre buzlu pencere camlarına yerleştiriyorum."
"Bu çocuklar bize gazetelerden çıktı. Biri Hürriyetten, biri Milliyetten, biri de Günaydın."
"Kitaplık kişiliktir, benliktir, umuttur, yarındır."

                                 Sevgilerle,@kitadiari

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim