Dino Buzzati: Tatar Çölü
YORUMUM
Kaderimiz mi bizi seçiyor, biz mi kaderi seçiyoruz?
Giovanni Drogo, kaleye geldiğinde genç ve hayalleri vardı. Zamanla buradaki rutinlere alıştı ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadı. Bastiani Kalesi'nde, monoton bir hayat vardı.
Yazar, romanda çok fazla sembol kullanmış. Kale bizim benliğimize işaret ediyor, zamanla umutlarımız söndükçe o da dökülmeye başlıyor.
Giovanni Drogo, hayallerinden vazgeçtikçe hayatı çölleşiyor. Kalede bir gün bir düşman geleceği beklentisi var ama kahramanımız da yavaş yavaş anlıyor ki bu boşu boşuna bir hayal ve umutsuzluğa düşüyor. Bu da rahatsızlanmasına neden oluyor.
Kitapta sanki iki çeşit zaman dilimi var. Giovanni Drogo için zaman çok yavaş ilerliyor çünkü heyecanlı ve yeni bir şey yok. Diğer zaman dilimi de çok çabuk ilerliyor çünkü kale ve karakterler yaşlanıyor veya yıpranıyor. Kafkavari bir kurgu var.
Hayatınızı monoton yaşarsanız bir gün çöl haline geldiğini anlarsınız ve umudun bittiği yerde hastalıklar ortaya çıkar. Tam da istediğiniz bir şeye ulaşacağınızı anlayınca bir de bakıyorsunuz ki her şey için çok geç kalmışsınız.
Tavsiye ederim.
"Onların talihleri, serüven, herkesin yaşamında en az bir kez çalan o mucize anı, kuzeyden gelecekti. Zamanla gitgide belirsizleşen bu uzak olasılık uğruna, koskoca yetişkin adamlar yaşamlarının en güzel bölümünü burada tüketiyorlardı."
"Dün gibi geliyordu ama zaman geçmişti, o hareketsiz, herkes için aynı, durağan yani, ne mutlu olanlar için daha yavaş ne de talihsizler için daha hızlı olan ritmiyle akıp gidiyordu."
"Ne yazık ki kendisinde hiçbir değişiklik hissetmiyordu, zaman çok çabuk geçmiş, ruhu yaşlanmaya vakit bulamamıştı."
Yorumlar
Yorum Gönder