Libba Brey: Müthiş Korkunç Güzel, Asi Melekler, Uzaktaki Tatlı Şey


TANITIM: 
Sene 1895; 16 yaşındaki Gemma Doyle annesinin ölümünün ardından Hindistan’daki hayatını bırakıp gemiyle İngiltere’deki yatılı okul Spence’e taşınıyor. Yeni okulunda beklemediği soğuk bir ortamla karşılaşan, yapayalnız ve acılar içindeki Gemma, geleceği gören bir kız ve gizemli, genç bir Hintli tarafından takip ediliyor. Peşindeki delikanlı, Gemma’yı, gördüğü imgelere zihnini kapatması konusunda uyarıyor.
Spence’in en güçlü kızlarıyla yakınlaştıkça doğaüstü olayları çekme gücünün farkına giderek daha çok varan Gemma, annesinin de geçmişte karanlık ve ebedi bir grupla ilişki içinde olduğunu keşfediyor. Kaderi onu bekliyor… Ancak Gemma bu kadere inanmakta güçlük çekiyor.

“İlk gençlik yılları gibi modern kavramlara da değinen, gotik bir roman; tutku ve dehşetle sarsıyor.” -Kirkus

“Günümüz gençlerinin mutlaka keşfetmesi gereken, heyecan dolu ve düşünmeye iten bir roman.” – Voya


TANITIM: Yılın sonu. Ve Gemma bu günleri Londra'da doyasıya yaşamak için sabırsızlanıyor. Balolar, şatafatlı tuvaletler ve yakışıklı Simon Middleton'la yapacağı danslar! 
İşin en iyi tarafı da şu ki, bir süreliğine bile olsa 
Spence Akademisi'nden uzaklaşabilecek.
Yalnız, büyülü dünyanın cazibesi kuvvetli ve sihir her yerde serbestçe dolaşıyor. Bu arada Gemma imgeler görmeye de hızla devam ediyor. 
Korku ve tehditle karşı karşıya kalan, beyaz elbiseler içinde üç kız... 
Belli ki işler imgeler dünyasında da yolunda değil.
Ahlaki değerlerin katının ötesine geçtiği ve duyguların güç bela bastırıldığı günlerde, gölge ve ışığın şehrinde, Viktorya dönemi Londra'sının arka planı süslediği bu baştan çıkartıcı gotik seriye bağlanacaksınız. 
Kusursuz güzelliğin yarattığı gölgenin ardında saklı asi bir melekle tanışacaksınız!
"İlkgençlik yılları gibi modern kavramlara da değinen, gotik bir roman; 
tutku ve dehşetle sarsıyor." 
- Kirkus
"Sürükleyici ve gerilimli. Renkli… Büyüleyici!" 
- Publishers Weekly
"Heyecan yaratıyor ve insanı düşünmeye itiyor." 
- Voya


TANITIM: 

Tarih, romantizm, macera, büyü... Bu gotik klasik fazlasını vaat ediyor.
Gemma Doyle'un Masalı...
Gemma'nın Spence Akademisi'ndeki ilk yılında her şey baş döndürücü bir hızla değişmişti. Annesi öldürülmüş, babası uyuşturucuya başlamış, Gemma'ysa okuldaki sinsi kızlarla arkadaşlık kurmaya çalışırken, kara büyülerin hüküm sürdüğü,mucizelerle dolu bir dünya keşfetmişti.
Çıktığı gizemli yolculukta Gemma'ya eşlik edenler, başına buyruk Felicity, korkak Ann, uzak durulması gereken, egzotik yabancı Kartik ile birbirinden tuhaf, ve ürkütücü yaratıklardı.
Sonunda, Londra'ya ayak bastığında, Gemma'nın bu dostlukları sınamasının ve kendini ilan etmesinin vakti gelmişti. 
Sahi...
Kimsin sen Gemma?


                                                YORUMUM

Fantastik bir seri. Üçünü arka arkaya okuduğum için ayrı ayrı yorum yapamıyorum. Dört tane genç kızın yaşadıkları maceralar. Arkadaşlıkları bir akademide sıra dışı bir şekilde başlıyor ve büyüyü keşfetmeye başlıyorlar.
Gemma sayesinde Filicity,Pippa ve Ann Diyarlara gidebiliyorlar.
Tabi ki bu üçleme fantastik ve bu tarz kitapları sevmeyenlere tavsiye etmiyorum. 
Gemma ve arkadaşlarının yaşadıkları macera aynı zamanda tehlikeli de çünkü herkes Diyardaki büyünün peşinde. Arkadaşlıkları sınanıyor ve Diyardaki diğer yaratıklardan da yardım alıyorlar ve yeni düzen geliyor. 
Hikayenin geçtiği dönem kadınlar kendi kaderlerini çizemiyorlar. Bütün kararları onların adına babaları, erkek kardeşler veya kocaları veriyor. Genelde  güçlü kadınlarla başa çıkılamayınca erkekler onları büyücülükle suçluyorlar. Yazar bunu Gemma ve arkadaşlarının aile hayatındaki ipuçlarıyla veriyor . Karakterler kendi güçlerini keşfettikçe (büyü değil) kendi kaderlerini kendileri çizmeye başlıyorlar. Yazar, aslında hangi zamanda olursa olsun genç kadınlarımız kendi hayatları söz konusu olduğunda kararlarının arkasında durmalı ve içlerindeki güçlerine güvenmeleri gerektiği mesajını vermek istiyor.
Sürükleyici  bir seriydi ,yeni Diyarlara gitmeye hazır olanlara ve büyüden korkmayanlar içindir.
Özellikle genç kızlarımıza okumalarını tavsiye ediyorum.

                                                                       Sevgilerle, Uçurtma 





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim