Ozanser Uğurlu : Hayat Seni İstiyorum

-

Yazar: Ozanser Uğurlu
Yayın Evi: Alfa Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 224
Baskı Yılı: 2015
Dili:  Türkçe
Konusu: Enerji sensin, enerji senin her şeyin… Güneş doğuyor, gün aydınlanıyor ve yeni bir güne uyanıyorsun. ataktan kalkacak, hayatın omuzlarınıza yüklediği sorumlulukları yerine getirecek, sonra da hayallerinin peşinden koşacaksın! "Offf, çok zor o söylediğiniz" diyorsan psikolojik olarak enerjini kaybetmişsin demektir. Enerji olmadan hiçbir şey olmaz… Enerji olmadan yaşam devam etmez… Enerji olmadan ilerleyemezsin…






                                             YORUMUM

  Bir televizyon programında Ozanser Uğurlu konuk olmuştu ve ben onun fikirlerini çok ilginç buldum. Kitabını satın alıp hemen okumaya başladım ve çabucak bitirdim. Hatta bazı satırların altını bile çizdim.Peki bu kitap ilgimi neden bu kadar çok çekti?Çünkü kendim hakkımda bazı şeylerin farkına varmamı sağladı. Farkına vardım ki enerjim en düşük seviyede.Bunun nedeni de hayatım ın monotonlaşmış olmasıydı.Sonra kendimi neden mutlu değilim diye ararken buldum. Hayatıma giren pek çok insan beni hayal kırıklığına uğratmıştı bu da benim yargılayıcı biri olmama neden olmuştu. 
    Yazara göre, yargılarken aslında biz kendi enerjimizi azaltıyormuşuz. Bunu farkına vardıktan sonra geçmişteki bu kişilerin aslında şu andaki kişiliğimi şekillendirdiklerini anladım.Kitaptan bu olumsuz deneyimleri nasıl kendi lehimize çevirebileceğimizi  öğreniyoruz.Onları affetmedikçe  benim potansiyel hayat anlayışımı engelleyeceklerini fark ettim.Ve bunun farkına varmam dönüştüğüm insanı daha dayanıklı yaptı. 

Alıntı :" Her sorun aslında değişim, dönüşüm ve gelişim için bir fırsattır."

Bu kitap bana yeni bir bakış açısı kattı, okumanızı tavsiye ediyorum.
                                              
                                                    Sevgilerle, 
                                                           Uçurtma

                                 







Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

-
Varoluşun anlamı, yolculuğun ta kendisidir. Bu yolculuğu kolaylaştıran en iyi araçlardan biri okumak, diğeri de gezmektir. Okumak, farklı diyarlara giderek kendi içsel varlığımı daha iyi tanımamı sağlıyor. Bilgeliğe olan aşkım sayesinde  ufkum daha  da genişledi. Gezmek de güzel bakan insanlarla tanışma fırsatı sağlıyor. Ayrıca  felsefe, tiyatro, sergi, konserler, müze ve doğa gezileri de ilgi alanlarım içerisinde.  “Kabuğunu kırmak istiyorsan okumalısın.”
Devamı

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

-
Resim
TANITIM: Sonunda oldu.  Dünyanın bir yerinde, bir insan daha şu anda yeni bir bilince uyandı. Hemen şimdi bir ışık gördü ve bu ışığı izleyip kendi karanlığından çıktığında hiç bilmediği bir boyuta girecek. Sevinç denen, kendini sevmek denen bir boyuta. Yarın yeni bir sabaha uyanacak. Daha güçlü… Neşeli… Mutlu… Sonunda oldu. Bazı kitaplar vardır, yıllar içinde dönüp dolaşıp tekrar okundukları için aslında hiç bitmezler. Tam ihtiyacınız olduğu anda hayatınıza bir mucize gibi girer ve bir daha asla çıkmazlar. Bu kitap da hayatınıza, baharla gelen bir esinti gibi karışacak ve kendinize verdiğiniz en güzel hediye olarak başköşenizdeki yerini alacak. A'dan Z'ye Kuantum Felsefesini ve bu konunun kapsadığı her başlığı belli bir sıralamaya göre okuyacak ve kitabı bitirdiğinizde kafanızdaki tüm dağınık bilgileri netleştirerek puzzle'daki en büyük parçayı yerine yerleştirmiş olacaksınız. Bilimin açıkladığı gerçeklerden yola çıkarak bilginin felsefeye, felsefenin spiritü
Devamı

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim

-
Resim
  TANITIM: Caliban ve Cadı kapitalizme geçiş sürecinde bedenin bir tarihidir. Silvia Federici, geç ortaçağların köylü ayaklanmalarından cadı avlarına ve mekanik felsefenin doğuşuna kadar toplumsal yeniden üretimin rasyonelleştirilmesini araştırır. Asi bedene karşı savaşın ve beden ile zihin arasındaki çatışmanın, nasıl modern toplumsal örgütlenmenin iki merkezi ilkesinin, yani “emek gücü” ile “kendi bedeni ve yaşamı üzerinde mülkiyet hakkı”nın gelişiminin temel koşullarını oluşturduğunu gösterir. “Postmodernizmin neoliberal çağında proletarya, tarihin sayfalarından silinmiş durumda. Silvia Federici, proletaryanın hikâyesini ta en başından, doğum sancılarıyla birlikte anlatarak ona tarihsel önemini geri kazandırır. Bu kitap bir hatırlamanın, insanlığın belleğinde kıtlık, katliam ve kölelik kadar derin ve acı veren bir yara açan, kadınların bedenine kazınmış bir travmanın kitabıdır. Federici, proletaryanın doğuşunun kadınlara karşı bir savaşı gerektirdiğini ve bu savaşın yeni bir cinsel
Devamı