Kenneth Bogh Andersen: Şeytan'ın Çırağı (1.Kitap)

-

TANITIM: 

CEHENNEMİN DERİNLİKLERİNE SIRADIŞI BİR YOLCULUK

Heyecan ve gerilim yüklü yepyeni bir macera…
Büyük Şeytan Savaşları serisi ilk kitabıyla okurları tutsak edecek.
Serinin bir sonraki kitabı için sabırsız bir bekleyiş başlayacak.

"Ne demek istiyorsun?" Filip başını salladı.
"Burası da neresi?"

"Burası mı?" İblis kaşlarını kaldırdı. "Hâlâ çıkaramadın mı? Evet, tabii ya, kötülük ve aptallık sık sık el ele gider." Yüzüne çarpık bir gülümseme yayıldı, sivri dişleri ortaya çıktı ve o paslı ses tıslamaya dönüştü. "Evlat, burası cehennemin girişi. Orası da," kıvrık bir tırnak siyah kapıyı işaret etti, "cehennem."

Filip kelimenin tam anlamıyla iyi bir çocuktur. Bu yüzden kendisini neden ansızın cehennemin ortasında bulduğunu ve Şeytan'a vâris gösterildiğini bir türlü kavrayamaz. Çok geçmeden Şeytan da ortada bir yanlışlık olduğunu anlar fakat Filip'i yetiştirmek ve onun karanlık yanlarını bulmak zorundadır. Bu tuhaf, karanlık ve kasvetli dünyada Filip pek çok düşman edinir ve en sonunda kendisini bir komplonun ortasında bulur...

Büyük Şeytan Savaşı Başlıyor…
                                                YORUMUM

Bir çocuk kitabı, özellikle erkek çocuklara tavsiye ederim.Cehennem farklı bir şekilde tasvir ediliyor. Aslında her şeyi siyah veya beyaz olarak bakılmaması gerektiğini ifade ediliyor. İyilik için kötülük de gerekiyor. Herkesin içinde biraz şeytani tarafın olduğunu vurguluyor.Ama aynı zamanda bazen Şeytan'ın bile iyiliğe ihtiyaç duyduğunu ifade edilmiş. İlginç bir kitap. Devamı var.

                                                                             Sevgilerle,Uçurtma

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

-
Varoluşun anlamı, yolculuğun ta kendisidir. Bu yolculuğu kolaylaştıran en iyi araçlardan biri okumak, diğeri de gezmektir. Okumak, farklı diyarlara giderek kendi içsel varlığımı daha iyi tanımamı sağlıyor. Bilgeliğe olan aşkım sayesinde  ufkum daha  da genişledi. Gezmek de güzel bakan insanlarla tanışma fırsatı sağlıyor. Ayrıca  felsefe, tiyatro, sergi, konserler, müze ve doğa gezileri de ilgi alanlarım içerisinde.  “Kabuğunu kırmak istiyorsan okumalısın.”
Devamı

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

-
Resim
TANITIM:  Kolombiyalı büyük yazar Gabriel García Márquez'in 1981'de yayımlanan yedinci romanı Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği, engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir namus cinayetinin öyküsü. Hem Kolombiya'da, hem de yayımlandığı dünyanın dört bir yanındaki pek çok ülkede sarsıcı etkileri olmuş bir roman. Usta yazar, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayet olayını aktarıyor. Romanın kahramanı Santiago Nasar'ın öldürüleceği daha ilk satırlardan belli. Kırmızı Pazartesi, yalnızca bir cinayetin arka planını değil, bir halkın ortak davranış biçimlerinin potresini de çiziyor. Böylece, sonuna dek ilgiyle okuyacağınız bu kısa ve ölümsüz roman, bir toplumsal ruhçözümü niteliği de kazanmış oluyor.                                                                     ...
Devamı

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim

-
Resim
  TANITIM: Caliban ve Cadı kapitalizme geçiş sürecinde bedenin bir tarihidir. Silvia Federici, geç ortaçağların köylü ayaklanmalarından cadı avlarına ve mekanik felsefenin doğuşuna kadar toplumsal yeniden üretimin rasyonelleştirilmesini araştırır. Asi bedene karşı savaşın ve beden ile zihin arasındaki çatışmanın, nasıl modern toplumsal örgütlenmenin iki merkezi ilkesinin, yani “emek gücü” ile “kendi bedeni ve yaşamı üzerinde mülkiyet hakkı”nın gelişiminin temel koşullarını oluşturduğunu gösterir. “Postmodernizmin neoliberal çağında proletarya, tarihin sayfalarından silinmiş durumda. Silvia Federici, proletaryanın hikâyesini ta en başından, doğum sancılarıyla birlikte anlatarak ona tarihsel önemini geri kazandırır. Bu kitap bir hatırlamanın, insanlığın belleğinde kıtlık, katliam ve kölelik kadar derin ve acı veren bir yara açan, kadınların bedenine kazınmış bir travmanın kitabıdır. Federici, proletaryanın doğuşunun kadınlara karşı bir savaşı gerektirdiğini ve bu savaşın yeni bir cin...
Devamı