Başarılı Olmak?!

Bu dünyaya gelir gelmez bir çok konuda başarılı olmamız bekleniyor. Ayağa kalkar kalkmaz ailemiz sevinç çığılıkları ile bizi ödüllendiriyor. Böylece her zaman başardığımız her adımda onlardan onay bekliyoruz. Eğer bir konuda yeterince başarılı olamazsak, onların gözünde göreceğimiz  hayal kırıklığından ödümüz kopuyor. Bundan sonra hayata ya başarısızlık korkusuyla devam ediyoruz ya da her şeye boş veriyoruz. Ailenin kıyaslaması, dolaylı ya da dolaysız bir şekilde hayat boyunca devam ediyor. 
Seçtiğimiz meslek,seçtiğimiz eş de ailemizin onayına ihtiyacımız var. Ama etrafınıza bir sorun, kim eşinden tam olarak memnun ya da ailemize göre seçtiğimiz prestijli işlerden tam olarak zevk alıyor. Elbette ailelerimiz bizim için en iyisini istiyor ama neye göre. Genelde kendi eksiklerini veya kendi tutkularını çocukların üzerinden gerçekleştirmeye çalışıyorlar. 
Zaman geçtikçe, para ve başarı bizi tatmin etmediğini görüyoruz .Böylece, nasıl mutlu ve huzur dolu bir hayat  olmalı diye arayış içine giriyoruz. Etrafımızda ki örnekler çok az, o yüzden kitaplardan medet umuyoruz ama yaşadığımız hayata uygulamakta zorluk çekiyoruz.
Bana göre, bir birey 18 yaşına gelince, kendini sorgulamalı nasıl mutlu olurum diye. Ailesinin onun için yaptıkları için minnettar olmalı ama sadece o kadar. Seçeceğiniz meslek size haz vermeli, alacağınız para veya itibar size sadece geçici bir mutluluk verecektir. Kimseye, hiç bir konuda kendinizi ispatlamaya çalışmayınız. İçinizdeki sese kulak verin ve kendinizi 10 yıl sonra nerede ve ne yaparken hayal ettiğinizi  görün. 
Başarmak ne kadar önemli? Niye göre başarılı olmak?
Aslında içgüdülerimize göre, biz bu dünyaya "iz" bırakmaya geldik.
O yüzden evlenip çocuk yapmak önceliğimiz. Bilinç altımız, bizi kadın veya erkek olarak birbirimizi böyle yönlendiriyormuş ama sadece çocuk doğurmak için. Devamında iş karışıyor,çünkü bu sadece biyolojik bir dürtü ve neslin devamı için gereklidir. Sonrasında hiç bir ipucu yok, aile kuruluyor ve örneklerimiz genelde ailemizin evliliği oluyor bu da zamanla yeterli gelmiyor. İki farklı kişinin farklı alt yapısıyla bir araya gelince çocuk yetiştirme konusunda da ikilemler oluyor. Ve bu döngü her nesilde devam ediyor.
Şimdiye kadar vardığım çıkarımlarda, kendi hayallerin peşinde koşan çok az insan var bunlar da ya ailesi onları koşulsuz olarak her konuda desteklemiştir ki bu dar çevrede yalnızlaşmak demektir ya da ailesi bir şekilde erken yaşta kaybetmiş olanlardır.
Gençlere tavsiyem, önemli bir karar verirken ister mesleğiniz veya gelecekteki eşiniz ,zihninizde ailenizi ve çevrenizi "öldürün" çünkü iç huzurumuzu ancak biz kendimiz bulabiliriz. Acımasız bir bakış açısı olabilir ama hayata bir defa geliyorsunuz ve başkaları için yaşamayın kendinizi mutlu etmek için varsınız. Sonradan işiniz size zevk vermediğinde veya eşiniz istediğiniz gibi biri çıkmadığında kimseyi suçlamaz yine kendi hayatınıza kendiniz yön verebilirsiniz.
Hayatta başarı ve iç huzur bulma dileği ile.

                                                                          Sevgilerle Uçurtma

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim