Gülseren Budayıcıoğlu: Madalyonun İçi


TANITIM:Bir Psikiyatrın Not Defterinden : 

Yıllardır "panik atak" yaşayan bir işadamı.. 

Kendini peygamber ilan eden bir doktor... 

Çok temiz olmak uğruna evlerini "çöp apartman" haline getiren üç kız kardeş... 

Kendini bildiği günden beri, babası başta olmak üzere, çevresindeki bütün erkeklerden dayak yiyen genç bir kadın... 

Ağır ceza reisi bir babanın "fahişelik" mesleğini seçen kızı... 

Radyo ve televizyonlardaki bütün şarkıların kendisi için çalındığını zanneden genç bir devlet memuresi... 

Dünyaya kız olarak gelen ancak kendini erkek hisseden bir transseksüel... 

Doktorunu intihar etmekle tehdit eden bir öğrenci... 

Ölümcül bir hastalığa yakalanmış genç bir bankacı... 

Bu kitapta, Türkiye' de değişik nedenerle psikiyatra başvuran her kesimden insanımızın hikayelerini bulacak, başta aşk ve ölüm olmak üzere "insanlık halleri" ile karşılaşacaksınız. 

İnsanlar size içini açacak, en gizli sırlarını sizinle paylaşacak. Ve bütün bu sorunlar, hastalar ve hastalıklar karşısında Türkiye şartlarında bir ruh doktorunun duyguları, düşünceleri, yapabildikleri ve yapamadıklarını göreceksiniz. 

Bu kitabın bir yerlerinde mutlaka kendinizi bulacak, kendinizle yüzleşeceksiniz. Okudukça, yaşamın, sağlığın, sevginin ve huzurun değerini daha iyi anlayacak; her damlası ayrı bir duygunun rengini taşıyan bir çağlayanın altından geçecek ve tertemiz olacaksınız.
                                         YORUMUM

Bu kitabı bir arkadaşım tavsiye etti. Bir solukta okudum. Bu kitapta, zengin fakir veya genç yaşlı veya cahil okumuş omanın hiç bir önemi olmadığını görüyorsunuz. Psikolojik rahatsızlıklar çok ilginçti.Doktorun insanlarla olan ilişkisi ve herhangi bir hastada bir ilerleme kaydetmesi için yaptığı çaba okumaya değerdi . Diğer hastalıklar insanlar tarafından daha kolay kabul ediliyor ve verilen ilaçlar daha kolay kullanılabiliyor. Ama Türkiye'de psikolojik rahatsızlığın olsa bile bunu kabul etmek istemiyoruz ve ancak yakınlarımızın telkini veya zorlamasıyla Psikoloğa gidiyoruz. Buradaki hasta hikayelerinde görüyoruz ki bu konudaki önyargılarımız yüzünden hayatlarımızdan nice yıllar boşa gidiyor. Batı ülkelerinde, herkesin neredeyse psikoloğu var ve bunu doğal kabul ediyorlar. İlginizi çekecektir, kendinizle ilgili bir şey bulamazsanız bile çevrenizdeki insanlara faydalı olabilirsiniz.Okumanızı tavsiye ederim.

                                                                              Sevgilerle,Uçurtma

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim