Laura J.Rowland :Aşk Peşinde

-

TANITIM:  Yayımcısı tarafından sözleşmesine uymamakla suçlanan Charlotte Brontë, kız kardeşi Anne'i de alarak bu yanlış anlaşılmayı düzeltmek üzere Londra'ya doğru yola çıkar. Londra'da yaşadıkları maceralar ve Charlotte'un tanıklık ettiği cinayet sonrasında bütün Brontë ailesi kendilerini tehlikenin içinde bulur. Dünya'nın temellerini kökünden sarsmak isteyen gözü dönmüş bir katilin peşine düşen Charlotte, bu yolculuğu sırasında hiç ummadığı bir aşka da yelken açar. 

Ve bu sırada hayatı baştan sona değişir.

"Döneminin katı ahlak anlayışının gölgesindeki gönül ilişkilerini zengin iç dünyasıyla kaleme alan Charlotte Brontë'ye her zaman hayalini kurduğu o macera dolu yaşamı bu romanla tattırmak istedim. Kitabım, aşkın ve tutkunun bu ölümsüz yazarına yürekten övgülerimi yansıtan bir hediyemdir."
Laura J.Rowland

"Macera dolu hayatıyla sevdiği insanın peşinde tehlikeden tehlikeye savrulan Charlotte, tam manasıyla zamanımızın kahramanı... Aşkı için kıyasıya bir mücadele veren Charlotte, tüm romantik karakterlere ilham kaynağı olacak."
New Orleans Times

"Rowland, gözlerinizi heyecanla akıp giden sayfalardan ayırmanıza izin vermiyor."
The New York Times

"Laura J. Rowland, yalnızca gerçekçi bir Victoria dönemi Londra'sı yaratmakla kalmıyor, zekâsı, inatçılığı ve muhakeme gücüyle her sayfada Jane'i anımsatan gerçekçi bir Charlotte da yaratıyor."
Entertainment Weekly

"Okumaya doyamayacağınız bu zevkli ve zekice kurgulanmış eser, gizemin ta kendisini dönemin entrikalarla dolu yaşamlarından geçerek Charlotte Brontë önderliğinde satırlara döküyor..."
Romantic Times
                                                YORUMUM

"Jane Eyer"'in yazarın hayatından kesitler alarak yazılmış bir macera kitabıdır. Charlotte Bronte ve iki kızkardeşi, esrarengiz bir cinayeti bir ajanın yardımıyla çözerler ama bir sürü zorluklarla karşılaşırlar. Komplolar ve o dönemin politikalarını gözlemleyebilirsiniz. Kurgu fena değildi. 

                                                                       Sevgilerle,Uçurtma

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

-
Varoluşun anlamı, yolculuğun ta kendisidir. Bu yolculuğu kolaylaştıran en iyi araçlardan biri okumak, diğeri de gezmektir. Okumak, farklı diyarlara giderek kendi içsel varlığımı daha iyi tanımamı sağlıyor. Bilgeliğe olan aşkım sayesinde  ufkum daha  da genişledi. Gezmek de güzel bakan insanlarla tanışma fırsatı sağlıyor. Ayrıca  felsefe, tiyatro, sergi, konserler, müze ve doğa gezileri de ilgi alanlarım içerisinde.  “Kabuğunu kırmak istiyorsan okumalısın.”
Devamı

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

-
Resim
TANITIM: Sonunda oldu.  Dünyanın bir yerinde, bir insan daha şu anda yeni bir bilince uyandı. Hemen şimdi bir ışık gördü ve bu ışığı izleyip kendi karanlığından çıktığında hiç bilmediği bir boyuta girecek. Sevinç denen, kendini sevmek denen bir boyuta. Yarın yeni bir sabaha uyanacak. Daha güçlü… Neşeli… Mutlu… Sonunda oldu. Bazı kitaplar vardır, yıllar içinde dönüp dolaşıp tekrar okundukları için aslında hiç bitmezler. Tam ihtiyacınız olduğu anda hayatınıza bir mucize gibi girer ve bir daha asla çıkmazlar. Bu kitap da hayatınıza, baharla gelen bir esinti gibi karışacak ve kendinize verdiğiniz en güzel hediye olarak başköşenizdeki yerini alacak. A'dan Z'ye Kuantum Felsefesini ve bu konunun kapsadığı her başlığı belli bir sıralamaya göre okuyacak ve kitabı bitirdiğinizde kafanızdaki tüm dağınık bilgileri netleştirerek puzzle'daki en büyük parçayı yerine yerleştirmiş olacaksınız. Bilimin açıkladığı gerçeklerden yola çıkarak bilginin felsefeye, felsefenin spiritü
Devamı

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim

-
Resim
  TANITIM: Caliban ve Cadı kapitalizme geçiş sürecinde bedenin bir tarihidir. Silvia Federici, geç ortaçağların köylü ayaklanmalarından cadı avlarına ve mekanik felsefenin doğuşuna kadar toplumsal yeniden üretimin rasyonelleştirilmesini araştırır. Asi bedene karşı savaşın ve beden ile zihin arasındaki çatışmanın, nasıl modern toplumsal örgütlenmenin iki merkezi ilkesinin, yani “emek gücü” ile “kendi bedeni ve yaşamı üzerinde mülkiyet hakkı”nın gelişiminin temel koşullarını oluşturduğunu gösterir. “Postmodernizmin neoliberal çağında proletarya, tarihin sayfalarından silinmiş durumda. Silvia Federici, proletaryanın hikâyesini ta en başından, doğum sancılarıyla birlikte anlatarak ona tarihsel önemini geri kazandırır. Bu kitap bir hatırlamanın, insanlığın belleğinde kıtlık, katliam ve kölelik kadar derin ve acı veren bir yara açan, kadınların bedenine kazınmış bir travmanın kitabıdır. Federici, proletaryanın doğuşunun kadınlara karşı bir savaşı gerektirdiğini ve bu savaşın yeni bir cinsel
Devamı