Elif Şafak : Havva ' nın Üç Kızı / Three Daughters of Eve


TANITIM:“Yaz ve sil. İnanç ve şüphe. Cevaplar ve sorular. Hem bilgiyi önemse, hem bildiklerini sorgula. Asla bir yere demir atma. Adresin değil, sadece ayak izlerin olsun bu dünyada.”
                                                                                                              -Elif Şafak – Havva’nın Üç Kızı’ndan bir alıntı

“İnançsızlığa, İnanca,  arayışa, farklı kadınlara ve aşka dair baş döndürücü bir yolculuk...”

Elif Şafak’ın 2016 Doğan Kitap tarafından yayımlanan ve kısa sürede çok satanlar listesine yerleşen romanı Havva’nın Üç Kızı; Mona, Peri ve Şirin adında üç kadının 1980 ve 2016 yılları arasındaki hayat hikayesi temelinde ülkemizin sorunlarına ve toplum çerçevesinde insan ilişkilerine mercek tutuyor. 

                                     YORUMUM
Kitap çok sürükleyici. Her ne kadar üç kızdan bahsetse de asıl hikaye Peri ile ilgili. Diğer iki kız hayatına kısa bir süre için giriyor. 
Peri'nin ailesindeki çatışmalar kişiliğini şekillendiriyor . Özellikle Tanrı ile ilgili düşünceleri çok ilginç. Bir yanda çok dindar bir anne diğer yandan da laik bir baba ve tam da ortasında kalmış Peri. Yıkıntılar üzerine kurulmuş bir aile.  Oxford'a okumaya gitmesi hayatına farklı kişilerin girmesine neden oluyor.  Prof. Azur , Tanrı Felsefesini okutuyor ve Peri'ye farklı bir bakış açısı kazandırmaya çalışıyor. Kitap aslında bazen Peri 'nin geçmişine gidiyor bazen de şimdiki yaşadığı olaylardan bahsediyor. Peri' nin düşüncelerinde gezinmek , onun olaylara  olan bakış açısı benim için çok ilginçti.
"Demokrasi olan memlekette bir adam sarhoş oldu mu, "Ah ne oldu benim güzel sevgilime ?"diye ağlar. Demokrasi olmayan yerde ise, bir adam sarhoş oldu mu, "Ah ne oldu benim güzel memleketime?" diye ağlar."
"Kitaplardı onun vatanı ama aynı zamanda daimi sürgün diyarı."
"Sadece sizin gibi düşünen/konuşan insanları okuyorsanız, okumuyorsunuz demektir."
"Önce "ben"i parçalara ayırırız. Sonra aynı parçalarla yeni, yepyeni bir benlik inşa ederiz. Vazgeçme !"


                                                                          Sevgilerle,Aygül Demir


                                      MY REVIEW

The book is very gripping. Although the name of the book is about three girls , most of the book is about Peri. The other two girls are entering her live for a short time. The conflicts in  Peri's family shape her personality. Especially the thoughts about God are very interesting. On the one hand is a very religious mother, on the other  a secular father and Peri who is in the middle of it. A family built on debris. Going to Oxford causes different people to enter her life. Professor Azur is teacher of God's Philosophy and he is trying to give Peri a different perspective. 
The book is actually sometimes referred to  Peri's past and sometimes about the events she has lived. It was very interesting for me to look  the events through   Peri's thoughts .
"In a country with democracy,  a man got drunk," Oh what happened to my beautiful love? "he cries. In a place without democracy, a man got drunk, "Oh what happened to my beautiful country?"he cries. "
"Her books are her homeland, but at the same time they are a constant exile."
"If you are just reading people who think / speak like you, you are not reading."
"First we separate" I ", then we build a new, new self with the same pieces.Do not give up !"
      
                                                          Sincerely, Aygül Demir

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim