Buket Uzuner: Kumral Ada Mavi Tuna


TANITIM: "Bir Salı sabahı uyandım. Bütün gazeteler hayatta en çok sevdiğim kadının bir cinayet işlediğini yazıyordu.Bunu hiç beklemiyordum. Beynimden vurulmuşa döndüm. İç dengelerim şiddetle sarsıldı. Oysa gerçeği biliyordum ama bana kimse kek bir şey sormamıştı.Onu mahkûm etmişlerdi!


kapı çalındı. İki asker beni almaya gelmişti. İç savaş çıkmış, seferberlik ilan edilmişti. Bunu bekliyordum. Hiç şaşırmadım. Bunu uzun zamandır korku ve kuşkuyla hep bekliyordum. Hazırlandım ve o Salı sabahı evden çıktım.

Genç bir öğretmen bir sabah Kuzguncuk'taki evinden apar topar alınıp, askere götürülür. O, bunun bir kabus olduğuna, arkadaşlarıysa onun iç savaşa katıldığına inanmaktadır. Oysa annesi oğlunun bir ambulansla evden götürüldüğünü anlatmaktadır.







                                                                       YORUMUM

Çağdaş Yaşam  Kitap Kulübünde bu sefer Buket Uzuner'in bu kitabını irdeledik. Atilla İlhan'a ithaf edilmiş. Ada'nın annesi ve babası, İlhan Çolpan ve Sadri Alışık olduğunu tahmin edebilecekmisiniz  bakalım. Yazar da kendisini Tuna ile ifade ettiğini söylemiş. Romanda iki farklı zaman dilimi var. Birisinde , şimdiki zamanda Ada'nın cinayetle suçlanmasıyla başlıyor. Aniden bir iç savaş çıkıyor ve Tuna askere alınıyor. Tuna, bir gariplik olduğunun farkında ama iç dünyası sarsılmış olduğu için toparlanamıyor. Kendisinin her zaman korktuğu şeylerin nihayet başına geldiğini fark ediyor. Kabusunda, hayatındaki farklı kültürlerden gelmiş insanlar geliyor ve onlarla da günümüzdeki var olan çatışmaları irdeliyor. Bir bir kendi dünyasında, çarpık bir şekilde, olaylara çözümler buluyor ama kendi çıkışını ancak Ada'nın mektubundan sonra bulabiliyor. Geçmişte yaşadığı olaylardan dolayı kendi benliğini kaybetmişti ama sonunda kendinin farkına varabildi. Diğer zaman dilimi de geçmişle ilgili. Kuzguncuk'taki yaşam bana eskilerin mütevazi ve hoşgörülü hayatları hatırlattı. Güzel bir roman.1997'de yazılmış olması daha da ilginçti. Yazar şu anda yaşadıklarımızın öngörüsünü yapmış. Düşündürücü. Felsefi yönü de var. Tavsiye ederim.

"Sırf ben düşlediğim diye, benim düşlediğim biçimde savaş çıkabilir mi Sefer?"
"En güç affedilen hata, insanının kendisine ait olanlardır aslında."
"Nesim "Bak Tuna aslında çekilen sıkıntıların nedeni, sözünü ettiğin büyük uyanışın bedelidir!" Kimileri de geçmişiyle ilgili meseleleri hala çözememenin bedeli olarak yaşıyor iç savaşını..."
"Erkeklerin en çok yönlüsü bile monotondur, bu yüzden asıl çok eşliliğe gereksinen kadınlardır! Çünkü cinsel çeşitlilik ihtiyacı insanı öldürmez ama duygusal yetmezlik öldürür!"

                                                               Sevgilerle, Aygül Demir

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim