Jose Mauro De Vasconcelos : Şeker Portakalı / My Sweet Orange Tree


TANITIM: Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portakalı, "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü"dür. Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelos'un çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, tam on iki günde yazdığı bu romanı "yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını" söyler.


Aydın Emeç'in, güzel Türkçesiyle dilimize armağan ettiği Şeker Portakalı'nın başkahramanı Zeze'nin büyüdükçe yaşadığı serüvenleri, yazarın Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı romanlarında izleyebilirsiniz.


                                                                             
                                                                              


                                                                                            
                                                                                        

                                                                               YORUMUM


Nihayet kitabı okuma fırsatım oldu ve şimdiye kadar okumadığıma üzüldüm. Kitabı okurken içimdeki çocuk kafasını kaldırdı ve bana göz kırptı. Zeze'nin yaramazlıkları aslında onun geniş hayal gücüne sahip olduğunu gösteriyor ama yakınları onu "şeytan" olarak tanımlıyor. O da bunu kabullendiği için yaramazlıklarına devam ediyor. Aslında yaşına göre farkındalığı yüksek bir çocuk ve sorularına dayısı dışında cevap verecek kimseyi bulamıyor. Okula çok erken yaşlarda başlıyor ve sonunda onu takdir eden bir öğretmen buluyor. Pratik zekasıyla para kazanmanın yollarını buluyor. Ailede her çocuğun bir ağacı var. Bunu çok beğendim çünkü bu yolla ağaçlarla yakın bağ kurabiliyorlar. Zeze'nin bir portakal ağacı var. Onunla dertleşebiliyor ve fikir alışverişinde bulunabiliyor. Kendi yaşıtlarıyla anlaşmakta problem yaşıyor ve onun yerine büyüklerle daha iyi iletişim kurabiliyor. En iyi arkadaşı Portuga oluyor. Bu adam,yaşı ilerlemiş olmasına rağmen, bu küçük yaramazla iletişim kurabiliyor. Zeze daha küçük yaşta acıyı keşfediyor. İkide bir dayak yiyor ve bunu hak etiğine inanıyor. 
Yazar, olayları bir çocuğun yalın bakış açısıyla yazıyor. Hikayede her ne kadar Zeze'nin hayal dünyasından kareler okusak da gerçekler de es geçilmemiş. Tüm çocuklara ve çocuk kalmış bütün yetişkinlere tavsiye ederim.  

"Noel günü geldiğinde şu şeytandan kurtulmayı çok isterdim! Ölmeden önce, hayatımda hiç değilse bir kez, küçük şeytanın yerine küçük İsa'nın benim için doğmasını isterdim doğrusu."
"Senin yanındayken beni kimse azarlamıyor ve gün ışığının yüreğimi mutlulukla doldurduğunu hissediyorum."

                                                                       Sevgilerle,Aygül Demir


                                                                            MY REVIEW


 I finally had the opportunity to read the book and I am sorry that I have not read it until now. While I was reading the book, the kid inside me lifted his head 
and blinked at me. Zeze's mischiefs show that he actually has a wide range of imagination but his relatives describe him as the "devil". He continues to misbehave because he accepts it. Actually, he is a child with a high awareness of his age and can not find anyone to answer his questions except his uncle. He starts the school in a very early age and finally finds a teacher who appreciates him. He finds ways to make money with practical intelligence. Every child has a tree in the family. I like that very much because in this way they can connect with the trees. Zeze has an orange tree. He can deal and exchange ideas with it . He is having trouble with his own peers and he is able to communicate better with the older people instead. His best friend is Portuga. This man, despite his age, has been able to communicate with this little creature. Zeze is discovering pain in a younger age. He's beating and he believes he deserves it. 
The writer writes the events from a child's lean point of view. In the story, although we read Zeze's world of imagination the facts have not been passed. I would recommend to all children and all adults who are still feel as a  child.

"When Christmas day came, I would love to get rid of this devil! Before I die, once in my life, in place of the little devil I would ask the little Jesus to be born for me. "
"Nobody scolds me when I'm with you and I feel that the daylight filled with happiness my heart ."

                                                                          Sincerely,Aygül Demir

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim