Sinan Akyüz : Solgun Karanfil


TANITIM: 
Fikret onun solgun yüzüne bir öpücük kondurdu. “Sen hiç merak etme. Ölmek için değil, düşmanı ezmek için çıkıyoruz dağlara. Bir gün yanına sağ salim döndüğümde sana özgürlüğü getireceğim...”
 Aferdita sözünü kesti. 
“Unutma aşkım,” dedi yeşil gözlerinden yanaklarına yaşlar süzülürken. 
“Her tercih bir vazgeçiştir. Ama vazgeçilen hep alacaklı kalır!”
 O söğüt ağacının altında birbirlerine söz vermişlerdi kumrular gibi yuva kuracaklarına. Ama Naziler memleketlerini işgal edince gölge düştü mutluluklarına. Vatansız yaşanmazdı ki sevda! Bajgora Dağlarına doğru yollara düştü Fikret özgürlük uğruna... Kalbinde Aferdita’sı, aklında vatanıyla…
 İncir Kuşları, Piruze gibi çok okunan kitapların yazarı Sinan Akyüz, yürek yakan son romanı Solgun Karanfil’le aşkı anlatırken bizi savaşla yüzleştiriyor ve soruyor: “Yaşanmışlıkları kaybetmek mi daha zor, yoksa hayalleri mi?” 
                                                      



                                                                             YORUMUM

Yugoslavya kurulmadan önce , İkinci Dünya Savaşı sırasında geçen bir hikaye. Almanlar, bu bölgeleri işgal ediyor ve adaletsizlikler başlıyor. Ama hesaba katmadığı bir şey var, "partizanlar". Partizanlar, dağ çıkıp gerilla tarzı savaşıyorlar. Burada Arnavutlar, Hırvatlar, Sırplar ve Türkler var. Farklı ideolojileri var ama düşmana karşı birlik olmuşlar. Bütün ön yargılar bir kenara bırakılmış , vatanlarını kurtarmak tek gayeleri olmuş. Burada dikkatimi çeken Çetniklerdi . Bu Çetnikler Sırplardan oluşuyor ve onlar hem Nazilere karşı savaşıyor hem de partizanlara karşı. Partizanlara katılan gençlerin aileleri Nazilerin insafına kalıyorlar. Savaş sırasındaki dayanışmayı hissedebiliyorsunuz.  Aşk, savaş tanımıyor. Sevenler için daima umut var. Yukarıdaki soruya gelince, bana göre hayallerimizi kaybedersek yaşamak için neden bulmakta zorlanırız.  İyi bir roman ama önceki kitaplardaki derin duyguları bulamadım. 

"Oysaki hayat bir okuldan ibarettir. Eğitim her zaman düşmana karşı hazır bir silah gibidir. Eğitimsiz bir millet ya yok olur ya da bir başkasına köle..."
"Hayat anlaşılamaz bir mucizedir. Boyuna harcanır, erir, buna rağmen yine dayanır, sürüp gider."
"Eylem ve vicdan genellikle uyuşmazmış.Eylem, ağaçtan ham meyveleri toplamak isterken, vicdan onları gereğinden çok olgunlaşmaya bırakır, ta ki yere dökülüp ezilinceye kadar." 

                                                                           Sevgilerle,Aygül Demir

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim