Şenay Akdemir : Dokunma


TANITIM:
Keşke nezaketen, “Ya siz?” diye sormasam!
“Harika! İntihara hazırlanıyorum!” yanıtını almasam!

Yanlış anladığımı zannedip, “İmtihana mı?” demesem!
“İntihara!” dendiğini duymasam!
...

Geçmişe dönmek olanaksızken geleceği bilmek de (benim gibisi için bile) İnci tanesi ile olanaksızdı. 

Şarap Tanrısı Dionysos tarafından dileği kabul görünce DOKUNduğu her şeyi altına dönüştüren fakat yiyecek ve içeceklerin de altına dönüşmesiyle, o uğursuz güçten vazgeçen Midas’tım.

YORUMUM

Konu beni serseme çevirdi. Duygular ve düşünceler çok yoğundu. Kim haklı kim haksız dışında gelişen olaylar. Galiba bu dünya bana çok yabancı geldi. 
Roman,evli bir adam, onun metresi ve bu metresin arkadaşı arasında geçiyor. Basiretsiz bir adam ve kadının hikayesi. Evli adama diyeceğim bir şey yok. Her zamanki gibi evdeki kadın onu anlamıyor, o da bu yüzden başka kollarda teselli arıyor. Burada metres kurban olarak  gösterilmiş. Adamı çok  seviyor ama karşılıksız sevgi yüzünden duygusal olarak hırpalanıyor. Daha da ilginci, bu kadının arkadaşı olan Yaprak adamı arkadaşından uzaklaştırmak için onun sevgilisi oluyor. Hatta bir kahin gibi gelecek olan olaylara yön veriyor. Yaptığı şeyleri haklı çıkarmak için sürdüğü bahaneler benim için anlaşılması zor şeyler.
Bu konu benim bildiğim dünyadan çok farklı. Evli bir kadın olarak bu kadınların yaşadıkları duygulara empati gösteremeyeceğim. Neden kadınlar da kocalarının ilgisizliklerinden bıkıp kendilerini başka erkeklerin kollarına atmıyorlar. Bir şey bittiyse bitmeli. Mutlu değilsen evlilikle ilgili yardım almalı, yürümüyorsa herkes kendi yoluna devam etmeli. Hayat çok kısa. Herkesin mutlu olmaya hakkı var. Burada erkeğin çıkmazında kültürümüzün etkisini görüyorum. Çocuklarımın annesi, evime baksın böylece yaşadığı çevreye uyumlu bir aile portesi çizmesi daha kolayına geliyor. Diğer kadına acımıyorum çünkü bu tarz erkekler birisine dürüst değilse diğerine de dürüst olamaz. Metres olmak, kırıntılarla idare etmeye benziyor. Her seferinde  erkek o yataktan çıkıp kuzu kuzu o sevmediği kadına dönmesini görmek içler acısı olmalı.  Tavsiye ediyorum.
"Evet, aşık olduğum adam bana karşı ölümüne savaşırken; savaşmak yerine sevişmeyi beceremiyordu."
"Zamanla geçer denen acılar olduğu yerdeyken, zamanla geçen şey duygu yoğunluğuydu. Kötüler kadar, iyi duyguların da yoğunluğu."

                                  Sevgilerle, @kitapdiari

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim