Gürkan Karahan: Dokuz Yönünde

 



TANITIM:

Bir gamlı baykuş ötmüştü ağacın dalında. Ölüm sessizliğini bölüyordu uğultulu çığlığı. Uykunun en derin noktasını gösteriyordu saatler. Zaman bile mayışmış bir tenhada kıvrılmak üzere çekilmişti.

Şehrin sokakları uğursuzlar ile polisler arasında pay ediliyordu. Bir yerlerden keskin, hoş zakkum kokusu geliyordu zehirli tohumlarına inat. Hepsi aynı ağacın gövdesinden hayat buluyordu oysa!

Bir taraftan güzel ve narin pembe beyaz çiçekler açarken diğer taraftan geri durmuyorlardı, yemişlerini yiyen masum gençleri zehirlemekten. Tutarsızlardı kısaca.

YORUMUM

Yazarla olan söyleşimde, kitabı ve dünya bakışı üzerine konuşma fırsatımız oldu. Yazarın bir polis olması dolayısıyla, hikayeyi kurgularken polislerin içsel dünyasını daha iyi aktarmasını sağlamış. Yazarken çok titiz bir çalışma yapmış. İstihbaratta olan kişilerle görüşmüş. Kitabın içindeki yeni sorgu yöntemlerinden, yeni cihazlardan ve istihbarat memurlarının terör örgütlerine sızma yollarını okurken yer yer şaşırdığımı fark ettim. Gençleri terör örgütlerinden uzak tutmanın çözümünün, İskandinav ülkelerini örnek göstererek, iyi bir eğitimle ve refah seviyesinin yükselmesiyle olacağını ifade ediyor.
Yazar, aynı zamanda polislerin içindeki zafiyetlerin üzerine de durmuş ve kendi camiasının da yer yer eleştirisini de yapmış. 
Kitabın giriş paragrafı çarpıcı:
"İnsan, bir yudum su, bir avuç toprak... Hayat; bir huzurlu nefes, yüreğinden sevgiyle bakmak... Başka nedir ki yaşamak?"
Kitaptaki ana fikir ideolojilerin anlamsızlığı. İnsanlığın kurtuluş yolu kendini bilmesiyle gerçekleşeceğine ifade ediyor. Ötekileştirmenin, bizi Atatürk'ün yolundan uzaklaştıracağına vurgulamış.
Yazar, Selçuk karakteri ruhen kendisi olduğunu ifade etti. Terör örgütlerin işleyişi hakkında kavramsal bilgiler vermiş. Özellikle de bu yola giren gençlerin nasıl tuzağa düştüğünü anlatmış. 
Kitapta İstanbul'un değişik mekanlarını geziyor ve bazen de şerhin betonlaşması yönünde serzenişte bulunuyor. 
Roman sürükleyiciydi. Dili akışkan. Kitabın devamı gelecek. Diğer kitaplarını da merak ettim.

"İnancını, duygusunu, dünya görüşlerini değiştirmen için insanı yaşatman gerekir. Yok etme mantığı insanın yalnızca hayvani hislerini tatmin edebilir ancak."
"Sistem kendi teröristini yaratıyor."
"Aşk; buzu eriten güneş, çölü yeşerten yağmur, bedeni dirilten ruh gibidir."

                     Sevgilerle,@kitapdiari


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim