Franz Kafka : Dönüşüm

 

TANITIM:

İlk kez 1915'te "Die Weissen Blaetter" adlı aylık dergide yayımlanan Dönüşüm, Kafka'nın en uzun ve en tanınmış öyküsüdür ve yayımlanmasının üzerinden nerdeyse bir asır geçmesine rağmen hâlâ tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasındadır.

17 Ekim 1912'de Felice Bauer'e gönderdiği mektupta Kafka Amerika romanı üzerinde çalıştığını, ilerleyemediğini görünce sıkıldığını ve yataktan kalkamaz hale geldiğini, bu nedenle bir öykü yazarak ara vermek istediğini yazar. Dönüşüm işte böyle ortaya çıkar.

Kumaş pazarlamacısı olan Gregor Samsa'nın uykusundan kocaman bir böceğe dönüşerek uyanmasıyla başlayan Dönüşüm, giderek gerçeklikle kurmacanın sınırlarını zorlayan müthiş bir anlatıma dönüşür.


YORUMUM

Çok kolay okunan bir kitap ama Kafka olunca okuyup geçmemek gerekiyor o yüzden ikinci defa da okusanız iyi olur. Sembolleri çok iyi kullanıyor ve insanın hayatına ters bir açıdan ışık tutuyor. 

Gregor Samsa karakteriyle, yazarın hayatından da kareler bulabilirsiniz. Babası ile olan ilişkisini çok iyi yansıtmış. 

Gerçek hayatındaki yaptığı işin anlamsızlığını çok iyi vurgulamış: Sevmediğiniz veya anlam bulamadığınız işi yapmayı sürdürürseniz  bir gün kendinizi böcek ya da kendinize yabancı hissedebilirsiniz ve içten içe ölürsünüz çünkü hayattan tat almazsınız. 

Hikayenin diğer tarafında da topluma uyum sağlama süreci var ve eğer ona uymazsanız dışlanabilirsiniz. Aynı zamanda da ailenin yükünü bir gün taşımayı bıraksanız, onların gözünden de düşersiniz ve yalnız kalırsınız. 

İlginç olan bu yükü bıraksanız bile hiç kimseye bir şey olmuyor. Herkes bir şekilde hayatına devam edebiliyor.

Gregor Samsa bir sabah "uyanıyor", yani başkalaşım geçiriyor, kendi gerçeğinden kaçamıyor ve düzenin dışına çıkıyor. Bu da hem işverenin hem de ailesinin onu anlayamamasına yol açıyor ve en kolay yoluyla, görmezden geliyorlar.

Biz de hayatımızda alışmışın dışında davranmaya başlayınca ailemiz, arkadaşlarımız bize yabancıymış gibi bakabiliyor ve değişmemize her zaman olgunlukla karşılamıyorlar çünkü onlar da nasıl davranacaklarını bilemiyorlar.

"Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor."

"Paltom bile ağır gelirken, nasıl taşırım koskoca dünyayı sırtımda?"

"Ölmekten müthiş bir şekilde korkuyordu çünkü gerçek anlamda yaşamamıştı."


               Sevgilerle,@kitapdiari

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Herkese Merhaba!

Gabriel Garcia Marquez: Kırmızı Pazartesi / The Red Monday

Silvia Federici: Caliban ve Cadı Kadınlar, Beden ve İlksel Birikim