Kayıtlar

Karin Boye : Kallocain

Resim
TANITIM: "Kallocain", İsveç edebiyatının önemli isimlerinden Karin Boye’un yazdığı 1940 tarihli bir distopya. İdealist bilim adamı Leo Kall'ın gözünden anlatılan hikâye, totaliter bir dünya devletinin tasvirini sunuyor okuyucusuna. Kall, düşüncenin gizliliğini reddeden ve birey olarak insanın “devlet organizmasında mutlu, sağlıklı bir hücreye” dönüşmesini hedefleyen bir ilacı, Kallocain’i icat eder. Bir nevi doğruluk serumu olan bu ilaç, enjekte edildiği kişinin, bilincini yitirmeden kendine dahi itiraf edemediği gerçekleri söylemesini sağlar. Böylelikle “Düzen” olarak adlandırılan devlette insanlar düşünceleri ile yargılanabilir hale gelir. Ağır gözetim altında ve yasal belirsizlik içerisinde olan bir toplumun fertleri arasındaki ilişkilerin ön plana çıkarıldığı bu romanda; totaliter bir devlette benlik kavramı, hayatın anlamı ve sevginin gücü temalarına odaklanılıyor. “Düşünce ve duygular, söz ve eylemlere sebep olur. Öyleyse bu düşünce ve duygular nasıl bi

Serpil Ciritçi : Kuantumun Gücü

Resim
TANITIM: Sonunda oldu.  Dünyanın bir yerinde, bir insan daha şu anda yeni bir bilince uyandı. Hemen şimdi bir ışık gördü ve bu ışığı izleyip kendi karanlığından çıktığında hiç bilmediği bir boyuta girecek. Sevinç denen, kendini sevmek denen bir boyuta. Yarın yeni bir sabaha uyanacak. Daha güçlü… Neşeli… Mutlu… Sonunda oldu. Bazı kitaplar vardır, yıllar içinde dönüp dolaşıp tekrar okundukları için aslında hiç bitmezler. Tam ihtiyacınız olduğu anda hayatınıza bir mucize gibi girer ve bir daha asla çıkmazlar. Bu kitap da hayatınıza, baharla gelen bir esinti gibi karışacak ve kendinize verdiğiniz en güzel hediye olarak başköşenizdeki yerini alacak. A'dan Z'ye Kuantum Felsefesini ve bu konunun kapsadığı her başlığı belli bir sıralamaya göre okuyacak ve kitabı bitirdiğinizde kafanızdaki tüm dağınık bilgileri netleştirerek puzzle'daki en büyük parçayı yerine yerleştirmiş olacaksınız. Bilimin açıkladığı gerçeklerden yola çıkarak bilginin felsefeye, felsefenin spiritü

Serhat Yabancı : Unutmak mı Affetmek?

Resim
TANITIM: Arkadaşlıktan flört ve evliliğe uzanan yolda tüm ilişkilerin arkasında yatan dinamikleri ele alan Unutmak mı Affetmek mi? bir başucu kitabı... Hiç başlamadan biten flörtlerin yorgunu musun? Yoksa yalnızlığa yenik düşüp, kaderci şarkılarla mı teselli buluyorsun? İlişki ve evlilik danışmanı Serhat Yabancı,  “Kendi değerimizi artırmayı ‘başkası üzerinden’ sağlamaya çalıştığımız sürece hem ilişkimizi tüketecek hem de içimizdeki derin acıya çare bulamayacağız,”  diyor. Oysa kişi kendi potansiyelini bilir, hislerini ve bakış açısını değiştirirse sorunlarını da rahatça çözebilir. • Aşkı yanlış insanlarla yaşamaktan bıktım! • Onu nasıl tanıyabilirim? • Ayrıldığım sevgilimi Instagram’dan sileyim mi? • Evlenirsem tüm sıkıntılarım biter mi? • Eşimi değiştirmek mümkün mü? • Aşksız evlilik olur mu? • Bir insan neden aldatır? • Ayrılma sonrası nasıl toparlanacağım?

Douglas Adams : Otostopçunun Galaksi Rehberi - (5 Kitap Set) / The Hitchhiker's Guide to the Galaxy

Resim
TANITIM: Galaksinin Batı Sarmal Kolu’nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşesinde, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler. Bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı: Üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu.Bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kâğıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. Bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kâğıt parçaları değildi. Bu nedenle sorun varlığını sürdürdü; halkın çoğunun durumu kötüydü ve onların büyük bölümüyse sefildi, dijital kol saatleri olanlar bile. Her şeyden önce, ağaçlardan inmekle büyük bir hata ettiklerini düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. Yaklaşık iki bin yıl sonra, bir perşembe günü korkunç, aptal bir f

Hermann Hesse: Bozkırkurdu / Steppenwolf

Resim
TANITIM: "Bozkırkurdu'nun, deneysel cesaret anlamında Ulysses'ten aşağı kalmayan bir yapıt olduğunu söylemeye gerek var mı? Bozkırkurdu, okumanın ne demek olduğunu uzun zamandır ilk kez hatırlattı bana." -Thomas Mann- "Harry kendi içinde bir 'insan' bulur, düşüncelerden, duygulardan, uygarlıktan, dizginlenmiş ve yüceltilmiş doğadan kurulup çatılmış bir dünyadır bu; ayrıca, bir 'kurt' bulur içinde, içgüdülerden, vahşilikten, acımasızlıktan, yüceltilmemiş, yontulmamış doğadan bir dünya bulur. Varlığının böyle açık seçik ikiye ayrılmasına, birbirine düşman iki yarıma bölünmesine karşın, yine de kurt ile insanın bazı mutlu anlarda birbiriyle kardeş kardeş geçindiğini görür." Uçarı bir "yaşam" insanı olmaya kalkışan katıksız bir "düşün" insanının, bu ikilemin gelgitleriyle oradan oraya savrulan yalnız bir ruhun, Bozkırkurdu'nun hikayesi. Aydın geçinenlerin, bildikleriyle büyüklenenlerin, bilmedikl

Melisa Kesmez : Nohut Oda

Resim
TANITIM: Mekânın hunharca talan edildiği, bir yere ait olmanın zorlaştığı, hususi ya da kolektif belleğimizin sıfırlandığı zamanlarda, yerleşmenin, kendine bir ev icat etmenin ve kök salmanın insaniyeti üzerine öyküler…  Melisa Kesmez üçüncü kitabı Nohut Oda’da insanın bitmek bilmeyen yuva arayışına bir güzelleme yaparken, içimizde büyüttüğümüz, bazen kadim bir yara gibi sürekli sızlayan, bazen de eski şiddetini yitiren öfke ve hesaplaşmaların hemen yanı başında aşkın ve inceliklerin filizlendiğini bir kez daha hatırlatıyor.  Her şeye rağmen kendi kozasını örmekten vazgeçmeyenlere...

Kurt Vonnegut: Mezbaha 5 /Slaughterhouse-Five

Resim
TANITIM: Kurt Vonnegut, Batman'deki Joker'in iyi kalpli ikizi gibi. Beyne şerbet dökerken, kalbe kezzap saçıyor! Tüm zamanların en büyük savaş karşıtı romanlarından Mezbaha 5'te, Dresden bombardımanı merkezinde bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz. Billy Pilgrim beceriksiz bir zaman gezgini; nereye gideceğini kontrol edemiyor ve seyahatleri eğlenceli falan geçmiyor. Hayatının hangi kısmında kendini oynayacağını önceden bilemediğinden, sürekli sahne korkusu çektiğini söylüyor. Billy Pilgrim bir savaş esiri. Güzel ve yaşanabilir bir kentin mahvına tanık oldu. Tanıdığı biri, başkasına ait bir demliği aldığı için vuruldu Dresden'de. Bir diğeri, şahsi düşmanlarını savaştan sonra kiralık katillere öldürteceği tehdidini sahiden savurdu. Unutmayın: Hepsi yaşandı bunların. Aşağı yukarı. En azından savaş kısımları gerçek.İnsanlığın merkezine yapılan bu zaman yolculuğu, hayatın anlamını arayan fakat bulmaya korkan herkes için benzersiz bir rehber.  YORUMUM