Kayıtlar

Oscar Wilde : Dorian Gray'in Portresi

Resim
TANITIM: El değmemiş bir ruha sahip olan Dorian Grey, ressam Basil Hallward tarafından çizilen portresini gördükten sonra bu saf hâlinin yok olacağını anlar ve sonsuza kadar genç ve güzel kalmak için ruhunu şeytana satmaya karar verir ve bu isteği gerçekleşir. Her şeyin bir bedeli olduğu gibi bu değiş tokuşun bedeli de ağır olacak cinstendir. Dorian Grey, şeytanlaşan ruhuyla yüzündeki o saflığı ve güzelliği yavaş yavaş kaybetmeye ve çirkinleşmeye başlar. Önceleri güzelliğiyle etrafındaki herkesi etkilemeyi başarmış olan Dorian Grey’in portresi artık yozlaşmayla, kötülüklerle ve skandallarla yan yana durmaktadır. Yaptığı bu seçimin sonuçları gün geçtikçe ağırlaşmakta, Dorian'ın zulmü ve şeytani hâlleri aynı şekilde artmaktadır. İngiliz edebiyatının akışını etkileyen ve edebiyat dünyasında pek çok tartışmaya sebep olan Oscar Wilde’ın bu tek romanı iyi ile kötüyü birleştiren, estetiği sorgulayan ve bir yazar olarak Wilde’a ün kazandıran muhteşem bir eser.

Ayla Kutlu: Yedinci Bayrak , Urumeli'den İzmir'e

Resim
TANITIM: Saraybosna'dan İzmir'e… Yedi göç, yedi bayrak… Kıyım, kırım, korku… Açlık, umutsuzluk, çaresizlik… Gerçek tarih belki de hiç bu kadar güzel anlatılmamıştır. Ayla Kutlu, Osmanlı'nın Balkanlar'da kurduğu vatanın gitgide büyüyen parçalar halinde yitirilmeye başladığı dönemi; göç ve göçmenlik üzerinden; "gurbet" duygusunun yoğunluğunda anlatıyor. Romanın merkezinde; çocukluktan yaşlılığa tüm yaşamına tanıklık ettiğimiz Hasret'in göçmenliğin aşamalarıyla günden güne güçlenen karakteri var. "O, ardında hiç sözünü edemediği, kırılmış yaşamlar, mezarlar bırakmanın acısına katlanır: Tek umudu, dalgalanan bir bayrak altında özgür ve güvenli bir vatana ulaşmaktır."

Ferenc Molnar: Pal Sokağı Çocukları

Resim
TANITIM: Nemecsek, Boka ve Pál Sokağı'nın öbür çocukları 1907 yılında Budapeşte'nin yoksul Józsefváros semtinden yola çıktılar. Bugün artık bütün dünyada tanınıyorlar. Bugüne kadar her yaştan milyonlarca insan onların dokunaklı hikâyesini okudu; tıpkı Budapeşteli çocuklar gibi onlar da Boka'nın cesaretine hayran oldu, Nemecsek'in ürkek ama kararlı kahramanlığı karşısında gözyaşlarını tutamadı. Şimdi artık Pál Sokağı Çocukları'nın Arsa'sında kocaman çok katlı evler var. Ama ne gam: Dünyanın bütün çocukları Pál Sokağı'ndandır!

Virginia Woolf : Kendine Ait Bir Oda

Resim
TANITIM: "Bütün bu yüzyıllar boyunca kadınlar, erkeği olduğundan iki kat büyük gösteren bir ayna görevi gördüler, büyülü bir aynaydı bu ve müthiş bir yansıtma gücü vardı. Böyle bir güç olmasaydı dünya hâlâ bataklık ve balta girmemiş ormanlardan ibaret olurdu. Savaşlarda zafer kazanıldığı duyulmazdı... Çar ve Kayzer ne taç giyerler, ne de tahttan inerlerdi. Uygar toplumlarda hangi işe yararlarsa yarasınlar, bütün şiddet ya da kahramanlık eylemlerinde aynalar gereklidir. İşte bu yüzden Napoléon da Mussolini de kadınların erkeklerden aşağı olduğunda bu kadar ısrarcıdırlar, eğer onlar aşağıda olmasalardı kendileri büyüyemezlerdi." Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf'un 1928 yılında kapılarını kadınlara yeni yeni açmakta olan Cambridge Üniversitesi'ndeki kız öğrencilere hitaben yaptığı bir konuşması üzerine şekillenmiştir. İngiltere'de kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmelerinden bir yıl sonra yayımlanan kitap o tarihten günümüze feminizm tartışmala...

Terry Brooks: Shannara'nın Kılıcı (1. kitap)

Resim
TANITIM: Dünya uzun yıllar önce kadim kötülük güçlerinin saldırılarına sahne olmuş, ancak Shea'nın atası Jerle Shannara ile kılıcı sayesinde kudretli Karabüyücü Lord yenilgiye uğratılabilmişti. Bu savaşlar artık çok gerilerde kalmış, huzur dolu Vale köyünde yarı insan yarı elf olan Shea Ohmsford bütün dünyadan habersiz, sakin bir yaşam sürmekteydi - ta ki gizemli ve sert mizaçlı Allanon ortaya çıkıp da uzun süre önce ölmüş olması gereken Karabüyücü Lord'un sağ olduğunu ve dünyaya hükmetmeyi aklına koyduğunu söyleyene dek. Jerle Shannara'nın yegane varisi olan Shea Ohmsford karanlığın yaratıklarını uzak tutabilecek olan tek silahı, Shannara'nın Kılıcı'nı bulmak için büyük ve tehlikeli bir maceraya atılmak zorundadır. "Muhteşem bir fantazya yolculuğu" Frank Herbert

Ayfer Tunç : Suzan Defter

Resim
TANITIM: "İnsan gençliğini aşka vermezse, gençlik ne işe yarar?" "Ama kaybeden sonunda siz olmuşsunuz." "Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?" "Ama bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz." "İyi ya boş değildi kucağım." "Ama yandınız, kül oldunuz." "Ama vardım, kül bunun kanıtı." 12 Eylül'ün gölgesinde boğulan bir aşk hikâyesi... Yaşamın kıyısında seyirci olmaktan öteye gidememiş bir erkek... Birbirinin ışığıyla kamaşan iki ayna arasında parçalanan bir kadın... Başkasının gözünde nasıl göründüğünü, iki günlük üzerinden anlatan deneysel bir çalışma. Modern zamanların karmaşık insanlık halleri Ayfer Tunç'un usta kaleminden unutulmaz bir edebiyat şölenine dönüşüyor. Suzan Defter, daha önce öykülerinden biri olduğu Taş-Kâğıt-Makas'tan azat olmuş, tek başınalığı hak etmiş bir eser.

Ahmet Hamdi Tanpınar : Saatleri Ayarlama Enstitüsü

Resim
TANITIM: Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. "Saatleri Ayarlama Ensitüsü" toplumumuzun bu değişme süreci içindeki durumunu, fertten yola çıkarak topluma varan bir teknikle anlatıyor.