Kayıtlar

Kitap Yorumlarım etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Zülfü Livaneli: Son Ada

Resim
  TANITIM: Yaşar Kemal’in önsözüyle: “Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.” Son Ada… Martılar, yasemin kokuları, çam ormanları, renk renk balıklar ve mutlu insanlarla dolu anakaraya uzak bir sığınak. En iyi korunan sır, yeryüzünün gizli cenneti.  Bu son insani köşe, son sığınak nasıl kaybedildi? Geri kazanmak mümkün mü? Ünlü edebiyatçı Zülfü Livaneli’nin en politik romanı olan Son Ada, ismini bilmediğimiz bir adada yine ismini bilmediğimiz insanların ve bir diktatörün ekseninde yaşananları anlatıyor. Livaneli, Türkiye’den ve dünyadan tüm okurların aşina olduğu “diktatörlük” gerçeğine alegorik bir anlatımla dikkat çekiyor. Türk edebiyatının mihenk taşlarından Yaşar Kemal’in Önsöz’de yer alan sözleriyle: “Zülfü bu romanda inanılmaz ölçüler, olanaklar yaratmış. Her şey birbirine uyuyor. Edebiyatta görkemli bir söz vardır, büyük kapıdan girmek. Bu, büyük bir eserin yazarı demek. Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.” 2009 Orhan Kemal Roman Armağanı’na layık görülen ve pek çok

Kobo Abe: Kumların Kadını

Resim
      TANITIM: Nadir bulunan bir böceğin peşindeyken yolu tuhaf bir kasabaya düşen, orada dul bir kadının evine neredeyse hapsedilen kahramanın umutsuz, karamsar, sonuçsuz ve çoğu boşa çıkan kaçış çabalarını, kapkaranlık bir atmosferde anlatan Kobo Abe’nin Kumların Kadını adlı romanı, Japonya’nın edebiyata en önemli armağanlarından bir olarak kabul edilir. Eser, Beckett, Kafka ve Sartre’ın yapıtlarıyla kıyaslanmış, büyük övgüler almıştır. Varoluşçuluk felsefesine Japonya’dan açılan bir pencere olarak görülen Kumların Kadını, özgün dilinden çevirisiyle ilk kez Türkçede. Kumların altında varoluşun sorgulanması: Erotik bir esaret. Japonya’nın modern edebiyattaki ayrıksı yazarı Kobo Abe, Japoncadan Türkçeye... “Elinizdeki kitap Kobo Abe’nin düşsel başyapıtı.” David Mitchell “Akıllardan çıkmayacak Kafkaesk bir karabasan.” Time “Abe, şaşmaz bir kesinlikle kahramanının sürekli değişen fiziksel, duygusal ve psikolojik durumlarını aktarıyor.” The New York Times Book Review “Okurlar Kobo Abe’de

Amin Maalouf : Uygarlıkların Batışı

Resim
TANITIM: Uygarlıkların Batışı, doğup büyüdüğü Lübnan’ın çokkültürlülüğünden beslenen ve bunun önemini her zaman dile getiren Amin Maalouf’un Ölümcül Kimlikler ve Çivisi Çıkmış Dünya ile başladığı düşünce serüveninde en karamsar durak. Buzdağını gördüğü halde ilerlemeye devam eden insanlık gemisi için bir taziye. Her ne kadar hâlâ süper güç olarak anılsa da ahlaki inandırıcılığını kaybetmekte olan Amerika; çağımızın en umut verici projelerinden biri olarak sınırları kaldırmayı amaçlayan, ancak bugün parçalanmanın eşiğine gelmiş Avrupa Birliği; umutsuzluğa kapılmış ve herkesin kendisinden nefret ettiği yanılsaması içinde dünyaya sırt çeviren Arap-Müslüman âlemi; yeni süper güç olma yolunda silahlanma da dahil her alanda büyük adımlarla birbirleriyle yarışan Çin, Hindistan, Rusya... Ve çağımızın yaşadığı muazzam teknolojik ilerlemenin büyüsü ardına saklanmış iklim felaketleri, etnik düşmanlıklar, kaybolmuş özgürlük hayali ve pusulasını yitirmiş insanlık.

Ralf Rothmann : Deniz Kenarında Geyikler

Resim
TANITIM: Metis'te daha önce Genç Işık adlı romanını yayımladığımız Alman yazar Ralf Rothmann'dan bu kez bir öykü kitabı. Günümüz Almanyasının taşra atmosferinden kesitler sunan yalın çarpıcı "küçük" insan öyküleri.

Evrim Kuran: Z Kuşağı Anlamak

Resim
                TANITIM: Bir Kuşağı Anlamak, Bir Dönemi Anlamaktır. 2000’lerin başından bu yana gördüklerimi kuşaklar üzerinden okumaya çalışıyorum. Kuşakları anlamak; geçmişi onurlandırmak, geleceği mümkün kılmak için fevkalade bir araç. Bir kuşağı anlamak, bir dönemi anlamaktır. Bir dönemi anladığınızda ise paradigmanın kıskacına sıkışmaktan kurtulursunuz. Ve sizin gibi olmayanları kendinize ait yargılarla değil, onlara ait gerçeklerle görmeniz mümkün olur. Bu mümkün olduğunda ise dönüşürsünüz. Birey olarak, kurum olarak, toplum olarak… Bu kitabı Z kuşağını anlamak isteyenler ve kuşağın ta kendisi için yazdım. Hiçbir bebek nankör, kibirli, tembel, yalancı, riyakâr, hırsız ya da katil olarak gelmez dünyaya. Bebeklikten çocukluğa ve oradan yetişkinliğe geçişteki yolculuk şekil verir iyi insan olma tercihine. Hız ve rekabetle şekillenen ama asla bütünlenmeyen, her şeyin fiyatının bilindiği fakat değerinin bilinmediği bu çağda, biz yeni nesil ebeveynler mutlu çocuk yetiştirmek obsesyonun

Taçlı Yazıcıoğlu: Hep Sondan Başlar

Resim
TANITIM: “Yaşamıma şöyle bir baktığımda sürekli hikâye içinde hikâyeler görüyorum. Hangisi yan, hangisi ön? Birinden daha az söz edince, sansürlemiş gibi mi olur insan? Karar veremiyorum. Yalnız içimde senelerdir dönüp dolaşan, esas hikâye sanki başkaymış gibime geliyor. Ana kahramanları başka kişiler olan hikâye, nasıl senin hikâyen olabilir?” Yaşam sonunu bildiğimizi varsayıp okumak istediğimiz bir hikâyedir, tıpkı Ece Beyhan’ın sondan başlayan hayatının romanı gibi. Avrupai görünmenin moda olduğu zamanlar, Arnavut kaldırımı sokaklar, havai görünmekten kaçınması öğretilen tutkulu kadınlar, siyah beyaz filmler... Ece bunları yazarken, geçmişinden insanlar ve yerler bir araya gelmeye, beklenmedik yeni sonlar oluşmaya başlar. Anlatıcılar değişir, aşklardan şehirler, şehirlerden öyküler çıkar. Taçlı Yazıcıoğlu, okuyucuya şaşırtıcı sonlar hazırlayan, roman sanatına vâkıf, coşkulu bir yazar. Hep Sondan Başlar, 1970’lerin Büyükada’sından Milano’ya, 1980’lerin Londra’sına ve günümüz İstanbul

Nigel Warburton : Felsefenin Kısa Tarihi

Resim
TANITIM: Felsefe gerçekliğin doğası ve nasıl yaşamalıyız sorularıyla başlar. Felsefenin  Kısa Tarihi,  görünüş ve gerçek, benliğin doğası, tanrının varlığı ve hem birey hem de toplumun bir üyesi olarak nasıl yaşamamız gerektiği gibi felsefenin ana temalarına odaklanıyor. 2000 yıllık Batı felsefesini Sokrates’ten hayvan hakları hareketine kadar ana hatlarıyla sunuyor. Warburton çoğumuzun gözünü korkutan ve anlaşılmaz bulduğu felsefeyi herkesin anlayabileceği ve günlük hayatında kullanabileceği bir konu haline getiriyor. Batı felsefesinin büyük düşünürlerini kronolojik sırayla tanıyacağınız, zevkle okunacak mükemmel bir giriş kitabı. Batının düşünce tarihiyle ilgilenmek isteyenler için en uygun başlangıç noktası.    Publishers Weekly   Felsefe öğrenmek isteyenler için paha biçilmez bir klasik.  Felsefenin sanıldığı kadar karışık ve zor olmadığını, tam tersine güzel bir zihin alıştırması olduğunu kanıtlıyor.  Oxford Times Batı felsefesi tarihinde bir gezinti, öğretici ve e

Engin Geçtan : İnsan Olmak

Resim
TANITIM: İlk kez yayımlandığı 1983'ten günümüze defalarca baskı yapmış ve okurla kurduğu yapıcı ilişkiyi kanıtlamış olan bu kitabında Engin Geçtan insan olmanın ikilemini şöyle anlatır: "Çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmiştir. İnsan eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli, daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu, soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüne benzer. Kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar, ama dikenleri birbirine batar. Birbirlerinden ayrıldıklarındaysa soğuktan rahatsız olurlar. İleri geri hareket ederek sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecekleri en uygun uzaklığı bulurlar." Son yirmi yılın dünyasındaki sosyal ve maddi değişimler düşünülürse, kirpilerin birbirine daha da çok ihtiyaç duyduğunu, her kirpinin bu ikilem karşısında kendi cevabını bulması gerektiğini, tam da bu yüzden İnsan Olmak'ın bugün daha da güncel olduğunu söyleyebiliriz.

Ursula K. Le Guin: Mülksüzler

Resim
TANITIM: "...Vermediğimiz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrim'i satın alamazsınız. Devrim'i yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzdadır ya da hiç bir yerde değildir." Konuşmasını bitirirken, yaklaşan polis helikopterlerinin gürültüsü sesini boğmaya başladı. "Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen katılıyor, çünkü bütün olaylar aslında onunla başlamıştı. "Odoculuk anarşizmdir. Sağı solu bombalamak anlamında değil: kendine hangi saygıdeğer adı verirse versin bunun adı tedhişçiliktir. Aşırı sağın sosyal-Darwinist ekonomik özgürlükçülüğü de değil; düpedüz anarşizm: eski Taocu düşüncede öngörülen, Shelley ve Kropotkin'in, Goldmann ve Goodman'ın geliştirdiği biçimiyle. Anarşizmin baş hedefi, ister kapitalist isterse sosyalist olsun, otoriter devlettir; önde gelen ahlaki

Madeline Miller : Ben, Kirke

Resim
TANITIM: NPR, Washington Post, Buzzfeed, People, Time, Amazon, Entertainment Weekly, Bustle ve Newsweek’e göre Yılın En İyi Kitabı Goodreads okurlarına göre 2018’in En İyi Fantastik Kitabı “Bu dikkat çekici hikâye sizi, Kirke’nin yaptığı bir büyü gibi etkisi altına alacak.” - Mary Doria Russell, Serçe’nin yazarı “Tek kelimeyle büyüleyici ve zarif anlatımıyla Ben, Kirke, kadın yaşamının sıradan ve de sıradışı bir hikâyesi.” - Eimear McBride, Kız Natamam Bir Şeydir ‘ in yazarı Ozanlar benden, –erkek– kahramanın karşısında diz çöküp merhamet dilenen bir kadın olarak bahsetti hep; ilaç katarmışım tatlı şaraplarına, büyüleyip domuza çevirirmişim hızlı giden gemilerin tayfasını, babaevini unutturur, sılaya kavuşmalarına müsaade etmezmişim. Ne demeli, kadınlara haddini bildirmek ozanların en sevdiği vakit geçirme biçimidir; yerlerde sürünüp ağlamazsak gerçek bir hikâye olmazmış gibi. Ama yanılıyorlar, yanılıyorsunuz: Cadılık illa nefret, kıskançlık ya da başka türlü bir kö

Jose Saramago : Körlük

Resim
TANITIM: Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi.   Körlük, ürkütücü bir roman, bek

Ursula K. Le Guin: Karanlığın Sol Eli

Resim
TANITIM: “Bilimkurgu”nun en önemli iki ödülü olan Hugo ve Nebula’yı kazanarak kısa zamanda türünün klasikleri arasına giren  Karanlığın Sol Eli , dünyamıza çok benzeyen Kış adlı bir gezegende geçmektedir. Bu gezegende, yılın en sıcak zamanlarında bile yarı-kutup iklimi yaşanmaktadır ve tüm sakinleri çift cinsiyetlidir (androjen). Cinsel kimliğin bir statü ya da güç aracı olarak kullanılmadığı bu gezegende, kişiler yılın belli bir döneminde o anki hormonal durumlarına göre erkek ya da kadın olmaktadırlar. Öyle ki, birkaç çocuk doğurmuş bir anne daha sonra başka çocukların babası olabilmektedir. “Arkadaşlık” ve “sevgililik” arasındaki “boşluk” anlamsızlaşmış; insan düşüncesini belirleyen düalizm eğilimi azalmış; insanlığın güçlü/zayıf, koruyucu/korunan, hükmeden/hükmedilen, sahip olan/sahip olunan gibi ikiliklerini oluşturan temeller zayıflamıştır. Cehaletin, şimdinin, mevcudiyetin ilerlemeden daha gözde olduğu bir gezegendir Kış. Bir gün Kış’a uzaydan bir erkek elçi gelir ve onl

Paulo Coelho : Aldatmak

Resim
TANITIM: ... yaşadığım sokak, sokak lambaları, şu an içinde bulunduğum ev, salondaki mobilyalar, bir gün hepsi ortadan kaybolacak... tıpkı bedenim gibi. Ama bir şey var ki kâinatın ruhunda iz bırakacak: sevgim. Linda ayrıcalıklı bir yaşama sahip olduğunun bilincinde. Yine de her sabah yeni bir güne açtığı gözlerini hemen kapayası geliyor. Arkadaşları ilaç kullanmasını öneriyor. Oysa Linda'nın istediği hissizleşmek değil, yaşadığını hissetmek... Çünkü yaşamak sevmektir. Paulo Coelho Aldatmak'ta diğer kitaplarından farklı olarak kışkırtıcı, tene dokunan ve tutku dolu bir hikâyeyle çıkıyor okurun karşısına. Her şeyin mümkünmüş gibi sunulduğu bir dünyada, imkânsız aşkın izini sürüyor. Ruhun kuytularında kaybolmaya çekinmeden... Ne de olsa bazen kim olduğumuzu bulmamız için kendimizi kaybetmemiz gerekir.

Murat Menteş : Antika Titanik

Resim
TANITIM: Parmağını tetikten çek. Namluyu ağzından çıkar. Azrail’in işini, Azrail’e bırak. Derin bir nefes al. Gözlerime bak. Kulaklarını dört aç. Ve beni iyi dinle: Titanik’tesin. Yıl, 2019… Dünyanın en lüks felaketinde başroldesin. Şimdi… 1] Senin katilini enseleyeceğiz. 2] Seni dirilteni bulacağız. 3] Sen kimsin ahbap, onu anlayacağız. Titanik’te hiçbir şey göründüğü gibi değil! Ve her an her şey olabilir! Antika Titanik kahkaha dolu bir felsefi polisiye. [Antika: Argoda enteresan, şaşırtıcı, sıra dışı.] Hızlı ve edebî. Bilgi dolu ve sarsıcı. Komik ve sürprizli. Çılgınca bir aşk ve görkemli bir suç hikayesi. Antika Titanik edebiyat ummanında, felsefe rotasında, kahkaha dalgalarını aşarak ilerliyor. “Emsalsiz bir dil, müthiş bir macera. Aşk, batacağı baştan belli bir geminin yolcusu olmak mıdır, bilinmez. Bildiğim, Murat Menteş okurken Titanik’ten inilmez!” ALPER CANIGÜZ "Tam isabet!" KAAN ÇAYDAMLI

Ayla Kutlu: Yedinci Bayrak , Urumeli'den İzmir'e

Resim
TANITIM: Saraybosna'dan İzmir'e… Yedi göç, yedi bayrak… Kıyım, kırım, korku… Açlık, umutsuzluk, çaresizlik… Gerçek tarih belki de hiç bu kadar güzel anlatılmamıştır. Ayla Kutlu, Osmanlı'nın Balkanlar'da kurduğu vatanın gitgide büyüyen parçalar halinde yitirilmeye başladığı dönemi; göç ve göçmenlik üzerinden; "gurbet" duygusunun yoğunluğunda anlatıyor. Romanın merkezinde; çocukluktan yaşlılığa tüm yaşamına tanıklık ettiğimiz Hasret'in göçmenliğin aşamalarıyla günden güne güçlenen karakteri var. "O, ardında hiç sözünü edemediği, kırılmış yaşamlar, mezarlar bırakmanın acısına katlanır: Tek umudu, dalgalanan bir bayrak altında özgür ve güvenli bir vatana ulaşmaktır."

Ferenc Molnar: Pal Sokağı Çocukları

Resim
TANITIM: Nemecsek, Boka ve Pál Sokağı'nın öbür çocukları 1907 yılında Budapeşte'nin yoksul Józsefváros semtinden yola çıktılar. Bugün artık bütün dünyada tanınıyorlar. Bugüne kadar her yaştan milyonlarca insan onların dokunaklı hikâyesini okudu; tıpkı Budapeşteli çocuklar gibi onlar da Boka'nın cesaretine hayran oldu, Nemecsek'in ürkek ama kararlı kahramanlığı karşısında gözyaşlarını tutamadı. Şimdi artık Pál Sokağı Çocukları'nın Arsa'sında kocaman çok katlı evler var. Ama ne gam: Dünyanın bütün çocukları Pál Sokağı'ndandır!

Virginia Woolf : Kendine Ait Bir Oda

Resim
TANITIM: "Bütün bu yüzyıllar boyunca kadınlar, erkeği olduğundan iki kat büyük gösteren bir ayna görevi gördüler, büyülü bir aynaydı bu ve müthiş bir yansıtma gücü vardı. Böyle bir güç olmasaydı dünya hâlâ bataklık ve balta girmemiş ormanlardan ibaret olurdu. Savaşlarda zafer kazanıldığı duyulmazdı... Çar ve Kayzer ne taç giyerler, ne de tahttan inerlerdi. Uygar toplumlarda hangi işe yararlarsa yarasınlar, bütün şiddet ya da kahramanlık eylemlerinde aynalar gereklidir. İşte bu yüzden Napoléon da Mussolini de kadınların erkeklerden aşağı olduğunda bu kadar ısrarcıdırlar, eğer onlar aşağıda olmasalardı kendileri büyüyemezlerdi." Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf'un 1928 yılında kapılarını kadınlara yeni yeni açmakta olan Cambridge Üniversitesi'ndeki kız öğrencilere hitaben yaptığı bir konuşması üzerine şekillenmiştir. İngiltere'de kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmelerinden bir yıl sonra yayımlanan kitap o tarihten günümüze feminizm tartışmala

Terry Brooks: Shannara'nın Kılıcı (1. kitap)

Resim
TANITIM: Dünya uzun yıllar önce kadim kötülük güçlerinin saldırılarına sahne olmuş, ancak Shea'nın atası Jerle Shannara ile kılıcı sayesinde kudretli Karabüyücü Lord yenilgiye uğratılabilmişti. Bu savaşlar artık çok gerilerde kalmış, huzur dolu Vale köyünde yarı insan yarı elf olan Shea Ohmsford bütün dünyadan habersiz, sakin bir yaşam sürmekteydi - ta ki gizemli ve sert mizaçlı Allanon ortaya çıkıp da uzun süre önce ölmüş olması gereken Karabüyücü Lord'un sağ olduğunu ve dünyaya hükmetmeyi aklına koyduğunu söyleyene dek. Jerle Shannara'nın yegane varisi olan Shea Ohmsford karanlığın yaratıklarını uzak tutabilecek olan tek silahı, Shannara'nın Kılıcı'nı bulmak için büyük ve tehlikeli bir maceraya atılmak zorundadır. "Muhteşem bir fantazya yolculuğu" Frank Herbert

Ayfer Tunç : Suzan Defter

Resim
TANITIM: "İnsan gençliğini aşka vermezse, gençlik ne işe yarar?" "Ama kaybeden sonunda siz olmuşsunuz." "Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?" "Ama bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz." "İyi ya boş değildi kucağım." "Ama yandınız, kül oldunuz." "Ama vardım, kül bunun kanıtı." 12 Eylül'ün gölgesinde boğulan bir aşk hikâyesi... Yaşamın kıyısında seyirci olmaktan öteye gidememiş bir erkek... Birbirinin ışığıyla kamaşan iki ayna arasında parçalanan bir kadın... Başkasının gözünde nasıl göründüğünü, iki günlük üzerinden anlatan deneysel bir çalışma. Modern zamanların karmaşık insanlık halleri Ayfer Tunç'un usta kaleminden unutulmaz bir edebiyat şölenine dönüşüyor. Suzan Defter, daha önce öykülerinden biri olduğu Taş-Kâğıt-Makas'tan azat olmuş, tek başınalığı hak etmiş bir eser.

Ahmet Hamdi Tanpınar : Saatleri Ayarlama Enstitüsü

Resim
TANITIM: Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. "Saatleri Ayarlama Ensitüsü" toplumumuzun bu değişme süreci içindeki durumunu, fertten yola çıkarak topluma varan bir teknikle anlatıyor.